Celal Üster

Söz de bir eylemdir...

16 Aralık 2015 Çarşamba

Son zamanlarda Türkiye’de ve dünyada yaşananlar akıllara durgunluk veriyor. Kimileri, sözün bittiği yerdeyiz, diyor; ama bence söz direniyor!
Eski ozanların sözleri yüzyıllardır direniyor, günümüzde olup bitenler karşısında durmadan aklımıza düşerek kalıcılıklarını koruyor.
Ankara’daki, ardından Paris’teki toplu kıyımları işleyenleri düşünürken, taşlamalarıyla ünlü Eski Romalı ozan Martialis’in dizeleri geçiyor aklımdan Oktay Rifat’ın Türkçesiyle:
“O suyu kirletmeye kıçın yetmez, / Kafanı daldır, Zoilus, kafanı!”
Önce Konya’daki, daha sonra da İstanbul’daki ulusal maçlarda katliam kurbanları için düzenlenen saygı duruşlarını “Tekbir!” sesleriyle kösteklemeye kalkışanları düşündükçe de, Martialis’in dizeleri azıcık değişerek yankılanıyor zihnimde:
“O suyu kirletmeye kıçın yetmez, / Kafanı daldır, Cahilus, kafanı!”
Geçenlerde Adana’daki Rakı Festivali valilikçe engellenince, ne yapayım, Ömer Hayyam’a sığındım. Orhan Veli o kadar güzel çevirmiş ki, sanki aslında Türkçe yazılmış ve bizim için söylenmiş:
“Mey kâsemi kırdın yere vurdun Tanrım / Zevkimden edip sanki ne buldun Tanrım / Gül rengi şarâbım yere döktün tekmil / Zannım bu ki sen de sarhoş oldun Tanrım.”
“Mey kâsemi” yerine “Rakı kadehimi”, “Gül rengi şarâbım” yerine “Sütbeyaz rakım”, “Tanrım” yerine de “Valim” de (kafiye tutsa ne olur, tutmasa ne olur!..). Vali beye postala...
Cevat Çapan, Shakespeare için boşuna “çağdaşımız” ve “hemşerimiz” dememiş meğerse... Can Yücel’in müthiş Türkçesinden 66. Sone’yiokuyun...Sonra kapayın gözünüzü, bakalım nereler, kimler geçecek gözünüzün önünden...
“Vazgeçtim bu dünyadan, tek ölüm paklar beni, / Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. / Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, / Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, / Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, / O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, / Ezilmiş, ho rgörülmüş el emeği, göz nuru, / Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, / Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, / Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, / Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, / Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e / Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, / Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.”
Söz de bir eylemdir; o yüzden yasaklanır zaten. Rüzgârla uçup gitmez; tarihin yelleri yüzyılların ötesinden bugüne taşır onu...
Şu yaşadığımız terör asıl nereden kaynaklanıyor diye düşünüp duruyordum ne zamandır. Oysa Gandhi çoktan vermiş yanıtını:
“Şiddetin kökleri: çalışmadan elde edilen zenginlik, ahlaktan yoksun ticaret, insanlıktan yoksun bilim, özveriden yoksun tapınma, ilkeden yoksun politika...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları