Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Adam Olmak mı, Dindar ve Kindar Olmak mı?
Laikliği amacından saptırma ve mezhep ayrımcılığına dayalı işbirliği girişimleri son günlerde bir kez daha gündeme geldi.
Laikliğe geçişin ilk adımlarından biri olan ve Şeriye Vekâleti’nin kaldırılması ile kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’na getirilen Mehmet Görmez, laiklik ilkesine kafayı takanlar arasına katıldığını ortaya koydu.
Din konusunda uzman olanlar, Görmez’e yanlışını gereği gibi anlattılar.
Laiklik karşıtlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulduğu 3 Mart 1924’ten bu yana, hem de yoğunlaşarak sürüyor.
Doğudan yöneltilen suçlamalar sözde kalıyor gibi görünmesine karşın adım adım laikliğe hem yeni bir içerik kazandırılıyor, hem de yasalarla oynanıyor.
Kesintisiz temel eğitimin, 4’er yıllık üç parçaya ayrılmasını yeterli görmeyenler, bir adım daha atarak neredeyse ilk 4 yıl dışındaki tüm okulları imam hatip okuluna çevirdiler. Çeviremediklerini de çeşitli seçmeli derslerle aynı hizaya sokmaya çalıştılar.
Dünya ölçeğindeki tüm araştırma ve sormaca sonuçlarında Türkiye’de eğitim sisteminin, öğrencilerin çoğunun dünyadaki yaşıtları arasında nal toplatan bir düzeyde oluşuna üzülen bir yöneticimiz bile, ne yazık ki çıkmadı. Çocuklarımıza adam olmayı öğretmek yerine, dindar ve kindar olmalarını öğretmeyi amaçlamanın sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz.
***
Türkiye’yi yönetenler, neredeyse her ağızlarını açışlarında mezhepçiliğe karşı olduklarını söylüyorlar. Bu açıklamaların lafın gelişi olduğu, Alevilerle ilgili kararların alınmasındaki ayak sürümelerinden anlaşılıyordu.
Ama kafalardaki sabit fikrin niteliği gizlenemez biçimde ortaya konuldu.
Suudi Arabistan’ın, terörle mücadele gerekçesiyle oluşturduğu ve yalnız Sünni Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerden oluşturulan yapılanmaya bizimkiler balıklama atlayıverdiler.
Böylece Ortadoğu’daki mezhepsel çekişmelerin silahlı çatışmaya dönüşmesi tehlikesi de gündemdeki yerini almış oldu.
Umarım yanılırım.
***
İslam dini, Hıristiyanlıktan farklı olarak bu dünyayı da düzenlemeyi öngörüyor.
İslam Hukuku’nda bu dünyanın işleri, münakehat (aile hukuku), muamelat (alışveriş vb.) ve ukubat (cezalar) diye üç kısma ayrılıyor.
İşin ilginç yanı, inançta aynı kuralları benimseyen ve Sünni diye nitelenen 4 mezhebin bile hem ibadette hem de bu dünya işlerinde ters düşen önemli uygulamaları var.
Buna en kesin örneği de Mecelle’yi eleştiren din bilginlerimiz veriyor.
Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği dinsel birliktelik, bu nedenlerle Sünni mezhepleri bir araya getirme yerine farklılıkları körükler, özellikle de araya silah karışırsa Ortadoğu büsbütün yaşanamaz bir ortama dönüşebilir...
***
Teşekkür: “Önce İstiklal Marşı’nı söylemeyi öğrenelim” yazısının ardından kurallara uygun ilk uygulamalar futbol maçlarında geldi. Kim başlattıysa teşekkür ediyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- ‘Haddini bilsin, tepemin tasını attırmasın’
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- CHP’nin yükselişi sürüyor
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Evlilikte şanslı olan 4 burç!
- Soylu geri mi dönüyor?
- Son mesai saatinde 4.5 milyonluk fatura kesilmiş