Hitler ve kaht-ı ricâl

08 Ocak 2016 Cuma

Son günlerde “Başkanlık” tartışmaları öne çıktı...
Bu arada Almanya’nın ve Hitler’in gündeme getirilmesi, bir yandan bir siyasal gaf diye nitelendi, öte yandan da yanlış bilgiye dayandığı için geçersiz örnek diye çok eleştirildi.

***

“Kaht-ı ricâl”, kısaca “adam kıtlığı” demek...
Ama burada “adam” terimi ile kastedilen, normal erkek, adam değil, “yetişmiş devlet adamı”.
Kaht, Arapça kökenli Osmanlıca bir sözcük, kıtlık, kuraklık demek.
Ricâl de, Arapça kökenli Osmanlıca bir sözcük; erkek, adam, elinden iş gelen yetişmiş insan anlamına gelen recül kelimesinin çoğulu.
Gerek recül, gerekse rical, devlet sözcüğü ile birlikte, “recül-i devlet” veya “ricâl-i devlet” olarak kullanıldığında, devletin ileri gelenleri, devleti yönetenler, kısaca “Devlet Adamı” anlamına geliyor.

***

Buradaki “Adam” sözcüğü elbette erkek egemen feodal kültürün dilimizdeki cinsiyetçi yansıması...
Esas olarak devlete hizmet eden veya devleti temsil eden, yetişmiş, değerli insan anlamına geliyor.
Ama ne yazık ki bu cinsiyetçi terim, “Adam olmak” biçiminde, olumlu değer içeren başka bir deyim içinde, cinsiyetçi yapısıyla varlığını sürdürmüştür.

***

Genellikle ne bilmediğini bile bilmeyen ama ülkesini tek adam olarak yöneten liderler, çevrelerinde gerçek uzmanları, hukukçuları, bilim insanlarını pek istemezler.
Çünkü diktatörlere göre çevrelerinin görevi, onlara yol göstermek değil, onların aldığı kararları kitabına uydurup hemen ve etkin bir biçimde uygulamaktır!
Bu nedenle, tek adamların etrafları yavaş yavaş boşalır:
Devlet yönetiminde yetişmiş insanlar, deneyimli uzmanlar, bilginler, hukukçular yavaş yavaş ya kendileri uzaklaşır ya da uzaklaştırılırlar.
Bu yetmiyormuş gibi, iktidar savaşı sırasında paranoyaklaşan liderler, çevrelerindeki pek çok değerli insanı da, ilişkilerinden veya düşüncelerinden dolayı “hain” diyerek tasfiye ederler.
Böylece çevrede sadece “Evet efendimciler” kalır.
Onlar da hem cahil hem de korkak olduklarından, hiçbir işe yaramaz...
Liderlerini de hemen hemen her konuda yanıltır, kamuoyu önünde zor durumlara düşürürler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları