Suriye siyaseti iflas masasında

07 Şubat 2016 Pazar

Sınırımıza dayanan son göç dalgası ülkemiz adına İktidarlarının yürüttüğü Suriye siyasetinin tüm tezleriyle çöktüğü, iflas masasına yatırıldığının sonuncu, olumsuz somut kanıtlarından biri sayılabilir.. Son gelişmelerin haber değerlendirmelerinde; Cumhurbaşkanı- Başbakan, ilgili bakanlar açıklamalarında çok uzun süreden beri diretilen, sınırda tampon bölge yaratma olasılığını unutun.. Türkiye’nin desteklemiş olduğu Esad karşıtı muhalefet örgütlenmelerinin kırılmanın ötesinde, Türkmenler de içinde olmak üzere, çok ağır bedeller ödeme konumuna düştüklerinin sonuçları sıralanıyor..
Diyeceksiniz ki Suriye’de Esad’ı götürme projesinde, ABD öncülüğünde dünyanın güç odaklarının buluştukları varsayılan ilk günlerden günümüze, en etkin bölge ülkesi konumunda Türkiye’ye başrolün biçildiği ilk dönemlerden günümüze zaten Esad’ın düşürülememesi ile sabit köprülerin altından çok sular akmış, çok uzun bir zaman dilimi ile iflas çoktan ilan edilmişti bile.. Yine de Suriye bataklığından AB ülkelerinin de canlarını iyice sıkmaya başlayan göç dalgasında Türkiye’nin kalıcı sığınma alanı yapılması formülü en anlamlısı.. Türkiye’nin çok ısrarcı olduğu sınırında tampon bölge yaratma direngenliğinde, Türkmenler içinde çeşitli muhalefet örgütlenmelerinin egemenliğinde tutulmaya çalışılan merkezlerde, Rusya’nın bombardımanları, Esad güçleri, YPG, adı konmadan PKK.. ortak ya da paylaşılmış silahlı çatışmaların sonucunda dalgalandırılan bayraklar hızla el değiştirdi. IŞİD’den temizleme operasyonlarında üstünlük Kürt-Esad yanlılarına değil sadece, Rus-ABD üsleri oluşumuna da açıldı. Türkiye sınır hattı üzerindeki köyler, oluşturulmuş yerleşim kamplarında yaşam şansı kalmayan ağırlıklı kadın ve çocukların Türkiye’ye taşınması operasyonları gündeme girmişken.. Suriye içlerine doğru stratejik denetim hatları üzerindeki IŞİD’in denetimindeki çok önemli stratejik noktaların da ya Esad ya da YPG silahlı güçleri denetimine geçişleri hızlandı..

***

Bir zamanlar ABD-AB ülkelerinin hem maddi hem siyasi desteği ile yaratılmış Suriye muhalifleri örgütlenmelerinin bir bir hızla kırılmaları ile bağlantılı olarak da aralarda yaşayabilen Suriyeli sivil halktan da çok önemli sayılarda insanların kendi topraklarında çok ağır açlık, ölüm tehdidi ile karşı karşıya kalmaları gerçeği ortaya çıktı. Suriye’de Esad’ı düşürme projesinin dünya gündemine sokulduğu ilk günlerden bugüne, bataklık derinleştikçe, birbirinden daha kirli çıkar çatışmaları dengelerinde öngörülmüş hesaplar tutmadıkça, öylesine hızlı çark edişler yaşanmakta ki.. Gözlerimizin önünde sahnelenen, özünde kaç Suriyeli ve dışardan taşınmış silahlı insanların canlarına mal olduğunu öğrenebilmenin çok ötesinde, kaç yüz bin, milyonlarla sivil Suriyelinin can, mal kayıplarına, göçüne yol açtığının gerçek verilerini bilebilme olanağımız bile yok..
Belki de daha ciddi sorgulanması gereken boyutu ile, IŞİD belasını Irak ve Suriye değil yalnız, pek çok bölge ülkesinde daha dehşet saçan insanlık dışı güce ulaştıran karanlık eller olmalı değil mi? ABDAB- Rusya-İran-Suriye-Türkiye.. siyasi erkleri, gizli örgütleri, içlerinde odaklanmış siyasi, radikal terör örgütlerinin payları, rolleri.. Sadece IŞİD odaklı da değil, tüm bölgede cirit atan radikal ırkçı, İslami terör örgütleri odaklı olarak da sorgulanmamalı mı? Kim kiminle ittifak halinde, kimler kimleri satıyor? Beylik bir gerçeklik vurgulaması değil. Gerçekliğin bilinememesi, kanıtlanamaması, ana göre değişken odaklı olması ile bağlantılı..
Son günlerin somut yaşanmışlıklarından bakmaya çalışırsak.. ABD ve Rusya’nın bölgedeki uzlaşmalarının çerçevesini nereye oturtabiliriz? Irak ABD’nin, Suriye Rusya’nın denetimine bırakıldı vurgusu ile gerçeğe ulaşabildik mi? ABD demokratik sandık düzeni içinde ülkesine ölen asker götüremiyor, sıcak çatışma alanında rol üstlenmiyor, taşeronlar arıyor, zaten bu nedenle de işgal projelerinden uzak durma eğilimine geçti.. Durum sonuç özeti mi, anlık bir zaman dilimi açıklaması mı? Rusya’nın gelişi can simidi mi? Rusya’yı bölgeye çekerek ekonomik krizde zorlamak stratejisi mi?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları