Kişi meselesi değil!

15 Şubat 2016 Pazartesi

AKP. Adalet ve Kalkınma Partisi.
Kurulduğu temeli: Adalet, dürüstlük, dindarlık, yoksulluğu kaldırmak olarak açıkladılar.
“Davamız” dediler, “dürüst insanların adaletli, ayrımsız, eşitlikçi yeni toplumu olmak.”
Toplum onlara inandı.
Oy verenler bu sözlere oy verdi.
Liberal seçkinler tam inanmasa da “bunları destekleyip görelim” dediler.
Militanları rüzgârlar estirdiler. Başörtüsü protestoları, cuma namazları çıkışları.
İktidara böyle geldiler.
İçlerinde yanlışlarını görenler oldu, “davamız” diye susturdular.
Çekilenler oldu. “Davaya ihanet” diye suçladılar.
“Dava” giderek ayrımcılığın paravanı oldu.
“Dava” giderek yolsuzlukların üstünü örten perde oldu.
“Dava” giderek her türlü haksızlığın gerekçesi yapıldı.
Yaşanan her şey, yapılan her iş AKP yöneticilerinin ortak işidir.
Erdem ise de ortaktır, suç ise de ortaktır.
İktidar paylaşımında kavga çıktı.
Ortaklar birbirine düştü.
Bir zamanların gözdesi olan “Fethullahçılık”, sonranın suçu oldu.
Bir zamanların “dürüst insan”lığı baştakilerin ayağına bağ oldu.
Yapanlar yaptı, susanlar sustu, görenler başını çevirdi.
Ortak oldular. Her şeye.
Şimdi bu ortaklık bozuluyor diye sevinenlere şaşmak gerekiyor.
Bu sevinme aczin ifadesidir.
Sen ne yapıyorsun, bana onu söyle!
Onlar ne yapacak diye bekleyip durma, aczini itiraf ediyorsun.
Sen ne yapıyorsun?
Artık konuşma, yap göreyim.

***

Kişi meselesi değil bu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan meselesi değil.
Erdoğan hedefi, yanlış bir sapmadır.
Mesele ideoloji meselesidir.
AKP’nin bir ideolojisi var.
Ülkeyi din toplumu yapmak istiyor.
İdeolojik hedefi bu.
Hepsi bu ideolojinin peşindedir.
Gül de, Arınç da, Sadullah Ergin de, Hüseyin Çelik de.
Onlar nerede ayrılır, nerede ayrılabilir?
17-25 Aralık olayında neredeydiler?
Şimdi neyin imasını yapabilirler?
Onlara bel mi bağlıyorsunuz?
Erdoğan başkan olamazsa her şey düzeliyor mu?
Kendinizi aldatmayın.
Bizi zaten aldatamazsınız.
Bakın, Alman faşizmi nasıl gelmişti?

***

“Faşistler”
Prof. Michael Mann’ın kitabı.
Yazıyor: “Naziler iktidarı ele geçirebildiler. Üç temel iktidar kaynağını seferber edebildiler: Nazi militanlarının eylemlilikleri, Alman seçmenlerinin üçte birinin oyları. Alman seçkinlerinin kararsızlıkları.”
Prof. Mann, Nazilerin iktidarı aslında ülkenin seçkinlerinin yardımıyla ele geçirebildiklerini kaydediyor. “Evet ama yetmezciler”in kulakları çınlasın. Şimdi “yanıldık, kaldırıldık” vızıltıları işe yaramıyor.
Bu ülkeyi kana boğan, ülkeyi felakete sürükleyen gidişe ancak sağlam bir ideoloji ile karşı çıkılır.
Aydınlanma ideolojisi. Özgür aklın ve özgür insan iradesinin ideolojisi.
CHP neden kaybetmeye mahkûm. Çünkü ideolojisi yok. Sahip çıkmıyor.
Bağımsız Türkiye, laik Türkiye, barışçı Türkiye, uygar Türkiye, her şeyde eşit Türkiye idealine sahip çıkmıyor.
Ülkenin bu durumunda “Atatürk resmini kim indirmişti” tartışması konu mu?
Şu anda her şeyinle ortaya çıkacak ve haykıracaksın:
“Ülke felakete gidiyor. Suçlusu sizsiniz. Oradan inin ve hesap verin.”
Kendine güveneceksin.
Gücünü göstereceksin.
Silik bir gölge olmayacaksın.
Bir deneme müsveddesi görünmeye razı olmayacaksın.
Kişi meselesi değil bu.
Gerçek bilinçle sahte inanç arasındaki mücadeledir.
“Dava” adı altında yapılan her yanlışın, işlenen her suçun ortaya çıkarılmasıdır.
Ya bunu yapmaya gücünüz vardır ya da itildiğiniz çukurda inler durursunuz.
Seçim sizin seçiminizdir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları