Evet ya, bu kadar kutuplaştık!

19 Şubat 2016 Cuma

Ankara’da 28 vatandaşın hayatını kaybettiği bombalı saldırının ardından ortalıkta “birlik-beraberlik” çağrısı yapan, herkesi kutuplaşmaları bir kenara bırakıp ülkece tek yürek olmaya çağıran iktidar ağızlarına bakıyorum, mideme kramplar giriyor.
Sonra bir de düne kadar işini bilircesine hım hım bir muhaliflik sergilerken 1 Kasım sonrası ortaya çıkan “korku iktidarı” karşısında kendini hepten koyvermiş bazı medya ağızlarına bakıyorum. Onlar da dehşet verici saldırı sonrası toplumsal bir beka dayanışması göremedikleri yerde “Yahu bu kadar mı kutuplaştık” diye safa yatan sorular sormuyor mu, midem iyice altüst oluyor.

***

Evet, bu kadar kutuplaştık, ya ne zannetmiştiniz?!
Ben o birlik-beraberlik çağrısı yapan, teröre karşı herkesi yek vücut olmaya davet eden resmi ağızların suratına baktığımda kutuplaşmanın feriştahını görüyorum.
Yıllardır o dindar bu seküler-dinsiz-ateist, şu Türk bu Kürt, öteki “Affedersin Ermeni”, beriki Alevi, hem de “Ali’siz Alevi”, oradaki kızlı-erkekli âlem yapıyor, buradaki yılbaşı kutluyor, şunlar “aydın müsveddesi”, bunlar alçak-şerefsiz akademisyen diye lime lime edilmiş halimizin yansısını buluyorum onların yüz çizgilerinde...
Ve diyorum ki ağzınızdaki o “kutuplaşmaları bir kenara bırakalım” sözüyle aynaya baksanız diliniz tutulur!..

***

Bu toplum, kutuplaşmaları aşma yolunda 7 Haziran seçimlerinde uyarı verdi, uzlaşın dedi, siz ne yaptınız?
CHP her türden, kültürel-ideolojik doku farklılığını bir kenara bırakıp özverilice, içtenlikle koalisyon seçeneğini hayata geçirme umuduyla haftalarca “oyalandı”, siz ne yaptınız?
Gezi sürecinden bu yana “Yeni Türkiye” teranesiyle yarattığınız en keskin kutuplaşma, dindar-seküler yarılması, bu koalisyonla onarılabilirdi, siz ne yaptınız?..

***

CHP’yi “dinsizlerin partisi” ilan ettiniz.
6 milyonun üzerinde, Norveç nüfusundan fazla oy almış HDP’ye “terör partisi” dediniz.
Cumhuriyet’i Osmanlı’nın reklam arası saydırdınız.
Müslüman olmayanla evlenilmez fetvası verdirdiniz.
İnsanların oturmasına kalkmasına, eteğinin boyuna, dinlediği müziğin cinsel tahrik içerip içermediğine karıştınız.
“Yüzde 50’yi zor tutuyorum, bak” diyerek diğer yüzde 50’ye gözdağı verdiniz.
Yetmedi, meydanlarda feryat edenlerin gözlerini dağladınız.
Birlik-beraberlik öyle mi?!

***

AKP 2013 Gezi olaylarından bu yana Türkiye’de patlamış “yaşam” temelli kutuplaşmanın baş sorumlusudur. Failidir ve en çok fayda elde edenidir.
Ne demişti Gezi olaylarına gidişi vaat edercesine Nisan 2013’te AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, hatırlatalım:
“10 yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde paydaş olanlar, gelecek on yılda paydaş olmayacaklar. (...) Gelecek, inşa dönemidir. İnşa dönemi, onların arzu ettiği gibi olmayacak.”
Buyurun size inşa dönemi!..

***

Ede ede kutuplaşma inşa ettiler.
Bu kutuplaşmayı bölgesel ve uluslararası alanda olup bitenler üzerinden de besledi, sertleştirdi, keskinleştirdiler.
Mesela Mısır’da darbe oldu, “Rabia” işaretiyle bu memleketin meydanlarında kendi seküler vatandaşlarını hedef aldılar. Ya da Paris’te Charlie Hebdo katliamı oldu, İslâmcı tedhişi tartışmak yerine İslamofobi’yi öne çıkararak yine ülkelerinin seküler insanlarına saldırdılar.

***

“Çatışma”yı Gezi’den bu yana kalıcı bir iktidar stratejisi haline getirmişsiniz.
“Bal gibi adamsınız, meydanlarda çok sert oluyorsunuz, bu siyasetin gereği mi” diye soran yâren gazeteciye, “Halk bu dili satın aldı” demişsiniz.
“Yurtta savaş dünyada savaş” adeta politik şiarınız.
“Paramparça”, eseriniz olan toplumsal tablonun adı... Ve biliyoruz ki onu “Başkanlık” raptiyesiyle elde tutmak istiyorsunuz.
Nasıl inanacağız “birlik-beraberlik” talebinizin ardında “raptiyelenmek” de olmadığına?!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları