Kadın Sorunları ve Politika...

10 Mart 2014 Pazartesi

Kadın sorunları politikanın birincil konusudur.
Çünkü, kadın sorunları bir ülkenin sosyal dokusunu en iyi yansıtan alandır. O sosyal dokuyu, o dokunun neler ürettiğini en iyi kadın sorunlarında görebiliriz.
Kadın cinayetleri:
Kadınların erkekler tarafından öldürülmeleri olan bu dehşet verici olgu neredeyse günlük haberler olmuş durumdadır. Erkekler tarafından kurşunlanan, bıçaklanan, boğulan kadınlar ne yazık ki ya ayrıldıkları ya da ayrılmak istedikleri eşleri tarafından öldürülmektedir. Bu durumun nedeni de “kadınların ayrılmak istemeleridir”.
Kadının ayrılma hakkı var mı?:
Sorun bu hakkın tartışılmasını zorunlu kılmaktadır. Kadının eşinden ayrılma hakkı var mıdır? Ayrılırsa yeniden başka bir ilişki kurma hakkı var mıdır? Dahası, bir kadının kendisini sevdiğini söyleyen birine “hayır” deme hakkı var mıdır?
Kâğıt üzerinde, yasa önünde elbette kadının bu hakları vardır ama gerçekte, bu hakkın kadına sosyal alanda tanınması çelişkilidir.
Dinsel kökenli geleneksel politikalar bu hakka sıcak bakmaz. Bu politikalar yapıları gereği “erkek egemen”dir. Bu anlayışa göre “erkek her koşulda haklıdır”, kadının görevi erkeğine itaat etmektir. Eğer bu itaati göstermiyorsa başına gelenlere razı olacaktır. Açık açık söylenmese de üstü örtülü söylem budur. Onun için de boşanmalara, ayrılmalara bağlı kadın cinayetlerine AKP ve sağ politikacılar karışmazlar. Bu olayları polisiye tarafından gördükleri bellidir. Hiçbir devlet yetkilisi bu olaylara yakın durmamış, açıkça bu olayları içtenlikle kınamamıştır.
Bu olaylara karşı çıkması gereken ve karşı çıkan politikalar laik politikalardır. CHP için bu konu birincil plana taşınmalıdır.
Çocuk gelinler sorunu:
Bu konu da feodal yapının yarattığı sosyal dokunun ürünüdür. Kadın hakkındaki kararı ailenin erkek büyüğünün vermesi, bunun sonucunda da çocuk yaşlardaki kızların gelin yapılması başka bir sosyal yaradır ki ancak “laik ve çağdaş kadın haklarından yana politikalar” tarafından ele alınıp önlenebilir. Kürt halkı adına mücadele eden politikacıların bu sosyal konuda neden suskun kaldıkları sorgulanmalıdır. Gene AKP’nin neden bu sorunu içtenlikle ele almadığı bilinmelidir. Bu konu da CHP tarafından ele alınması gereken birincil konular arasındadır.
Kadınların seçme ve seçilme hakları:
Atatürk Cumhuriyeti’nin ilk sağladığı haklardan olan bu evrensel hak da geleneksel dinsel politikalar tarafından erkeklerin el koyduğu bir hak olarak çalışmaktadır. Erkeğin istediğinden ayrı bir oy kullanmak ancak laik ve çağdaş kadının yapabileceği bir şeydir. Halkın geleneksel-dinsel politikaların peşinden giden kadınların oyu erkeklerin oyunu ikiye katlamaktan başka bir sonuca yaramamaktadır.
Kadının çalışma hakkı:
Bu hak da erkek egemen politikalar altında “erkeğin rızası ve erkeğin isteği” ile kullanılabilmektedir. Geleneksel-dinsel politikalar “kadının yerinin kocasının evi”, “kadının işinin çocuk doğurmak ve büyütmek” olduğu yönünde güdülmektedir. Kadının çalışma hakkı da ancak laik, çağdaş, demokratik politikalar tarafından desteklenmekte, işlerlik kazanmaktadır.

***

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bütün bunlar gene çağdaş, laik, demokrat kadınlar tarafından ele alındı, konuşuldu ancak bütün kadın kamuoyuna iletilemedi.
CHP başta olmak üzere bütün sol partiler, İşçi Partisi, ÖDP, Emek Partisi, TKP kadın sorunlarını öncelikli maddeleri olarak belirlemeli, en somut örneklerle topluma iletmelidirler.
Kadın hakları bir toplumun uygarlık ölçeğidir.
Uygarlığın ölçekleri ne sokaklarda dolaşan otomobillerin markası ne de yükselen yapılardır. Uygarlığın iki ölçeğinin birincisi, kadınların laik, çağdaş, demokratik haklarının sağlanmış olması;
İkincisi, gençlerinin özgürce düşüncelerini açıklama, yayma, toplanma haklarının sağlanmasıdır.
Bu iki hakkın da sağlanmadığı, verilenlerin de geri alındığı bir ülkenin uygar olduğunu iddia etme hakkı bile yoktur.
Önümüzdeki seçimlerde seçeceğimiz geleceğimizdir…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları