Her maç zordur. ‘Kolay lokma’ dediğimiz rakiplerin sahada nasıl ‘çetin ceviz’ çıktıklarını görmüşüzdür. Örneklerini hem Avrupa da hem de bizim liglerimizde çokça yaşadık. Kuralar çekildiği gün F.Bahçe’nin rakibi Braga oldu. Portekizli ekip için alışıla gelen ‘zayıf ekip’ tanımlamasını yine kullandık. F.Bahçe, Kadıköy’de 18, Avrupa’da 7 maçtır kaybetmiyor. Peki ya Braga? Onlar da, 3 aydır yenilgi yüzü görmemiş. 9 galibiyet 4 beraberlik almış. En son yenilgileri Sporting Lizbon karşısında. 2004-05 sezonundan bu yana düzenli olarak Avrupa kupalarına katılıyorlar. Pereira basın toplantısında şöyle bir ifade kullanmıştı. “Türk taraftarlar belki Braga’yı görünce şaşıracaklar ama ben çok iyi tanıyorum.” Bu takım öyle sıradan değil, tehlike arz eden bir ekip. Oynamayı seven iki takımın mücadelesi aşırı heyecanlı bir o kadar da zor geçecek. Tribünler dolmuş, Avrupa maçlarının keyfi her zaman başka oluyor.

Başa baş mücadele
Portekiz ekibinin nasıl etkili oynadığını gerek stattakiler gerek televizyon başında herkes görmüştür. Savunmada zaafları olsa da orta saha ve forvette iyi organize oluyorlar. F.Bahçe kalesine ilk bölümde 4 top gönderdiler. Sarı - Lacivertliler ise rakip kaleye sadece iki şut atabildi. Mücadele iki taraf için de başa baş geçti diyebilirim. Ancak ev sahibinde kötü futbolcu sayısı fazlaydı. Persie hayal kırıklığı. Böyle maçlarda golcün iş bitirici olmalı. Fransız hakem kararlarıyla zaman zaman maçın önüne geçti. Hatta Braga’yı kolladığını da söyleyebilirim.
Volkan olsun, Alper olsun oyundan alınmamalıydı. Pereira hata yaptı. Takım bir anda kanatsız kaldı. İşler zora girmişti. Ancak bitime 10 dakika kala Mehmet Topal sahne aldı. Haftalardır Gökhan Gönül gibi sakat sakat oynuyordu. Helal olsun sana Mehmet. Çok akıllı bir gol attı. Belki bu golle F.Bahçe rövaşta turu geçecek. Kazanmak önemliydi. Sarı - Lacivertliler başardı. Şimdi Portekiz’de Braga düşünsün.