Yine Bir Şey mi Olacak?

12 Mart 2014 Çarşamba

Aralık ayında, mali piyasa analistlerinin bloglarında, ABD borsasının 1929’daki ani çöküşünü, günümüzdeki borsa grafiğiyle karşılaştıran ilginç bir grafik dolaşıyor, yeni bir borsa balonu oluştuğundan söz ediliyordu. Bu yıl 26 Ocak’tan bu yana dünyanın çeşitli yerlerinde toplam 10 üst düzey bankacı şüpheli koşullar altında öldü.
Borsa grafiklerinin gelecek konusunda bilgi verme kapasitesi son derece sınırlıdır. Bir yorumcunun işaret ettiği gibi önemli olan bu grafiğin kendisi değil, elden ele dolaşıyor olması. Belli ki bu grafik yaygın bir algıya, korkuya tercüman oluyor.
Ölümlere gelince (daha fazla araştırmak isteyenler için aktarıyorum): William Broeksmit (58) Deutsche Bank üst düzey müdürlerindendi, 26 Ocak’ta Londra’da evinde ölü bulundu. Aynı gün, Swiss Re.AG iletişim müdürü Tim Dickerson, Londra’da ölü bulundu, ölüm koşulları açıklanmadı. Tata Motor’un en başarılı müdürlerindendi; Karl Slym (51), mesleğinin zirvesinde 27 Ocak’ta Bangkok’ta otelin 4. katında ölü bulundu. Gabriel Magee (39) JP Morgan çalışanlarındandı, 27 Ocak’ta JP Morgan’ın Londra binasının damından düştü. Russel Investments’ın başekonomisti Mike Dueker (51) Washington’da Takomo Köprüsü’nün yakınında ölü bulundu. American Title Services’in kurucusu Richard Talley (57) kendini çivi tabancasıyla göğsünden 8 kez vurarak(!) intihar etmiş. Ryan Henry Crane (37), bir başka JP Morgan müdürü, intihar etmiş; ölümüyle ilgili başka bir açıklama yok. Li Junjie de (33) JP Morgan’da çalışan bir bankacıydı, 17 Şubat günü JP Morgan’ın Hong Kong binasının damından düştü. James Stuart Jr, National Bank of Commerce’in CEO’luğunu yapmış, 2000’den bu yana kendi özel yatırım şirketini işletiyormuş, Arizona’da ünlü bir bankacıymış; 19 Şubat’ta aniden ölmüş. Ölümünün biçimi açıklanmadı. Ailesi intihar diyor. Son olarak, Bitcoin (sanal para) işiyle uğraşan bir yatırım şirketinin CEO’su Autumn Ratke (28), 28 Şubat’ta Singapur’daki apartmanında ölü bulundu.

Madendeki kanarya mı?
Toparlarsak, yaklaşık bir ayda, üçü JP Morgan çalışanı olmak üzere, mesleğinin zirvesindeki, bazıları 40 yaşından genç, on uluslararası bankacı, “garip” koşullar altında ölmüş.
Bankacı intiharlarına, genelde borsa krizinin en sarsıcı noktasında rastlanıyor. Bu nokta 2008-2009 arasındaydı. Şimdi medyanın yarattığı havaya bakılırsa, kriz geride kalıyor. Ancak birkaç ay önce FT mali piyasalar editörü Gillian Tett’in, bankalar krizden ders almadı, reformlar yapılamadı, aslında durum eskisinden daha riskli, bu kez MB’lerin elinde kullanılmadık bir silah da yok saptamasını aktarmıştım. Halen birçok banka ve yatırım şirketi soruşturma altında. Ev piyasası finansmanı alanında çalışan haber sitesi Housing Wire’den Terry Gerrison, intihar listesindeki ilk dört ismin soruşturma altındaki kuruluşlarda çalıştığına dikkat çekiyor.
Libor (Londra bankalar arası günlük faiz oranı) skandalının sarsıntısı geçmeden, döviz piyasaları manipülasyonu skandalı patlak verdi. Financial Times, günlük cirosu 5.2 trilyon dolara ulaşan döviz piyasasında fiyat manipülasyonunun Libor skandalını çok aştığını, ABD’den Asya’ya 15 uluslararası bankanın soruşturma altına alındığını yazıyor. (09/03/2014)
Ölenlere dönersek; hemen hepsi döviz ve türev piyasalarında çalışıyor; çoğu intihara benzemiyor. Mali piyasalarda yolsuzluk diz boyu, Infowars.com’da Michael Syder, “Kesin olan şu ki ölü bankacı konuşamaz” diyor. Uluslararası jeopolitikteki belirsizlik, kriz noktalarını anımsattıktan sonra, Soros’un, “S&P 500” endeksinin çökmesi senaryosunun yaptığı yatırımı ikiye katlayarak 1.3 milyar dolara çıkardığını ekliyor.
Bu bankacılar, belki de bir şey bildikleri için tasfiye ediliyorlar. Belki, batık kontratlardan, soruşturmalardan bunalarak intihar ediyorlar. Belki de bu ölümler madendeki kanaryaların ölümleri gibi, mali piyasalarda havanın çok zehirlendiğini gösteriyor. Yeni bir patlama mı geliyor?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları