Aydın Engin

Sarraf paniği kol geziyor

28 Mart 2016 Pazartesi

AKP iktidarının başı iyiden iyiye belada.
Hangi birini sayayım?

Olur olmaz adamlar, olur olmaz nedenlerle “darbe” lafı etmeye başladılar. Kanıtsız söylentiler gazetecilerin, gazete istihbarat servislerinin kulağına
daha sık fısıldanır oldu:
-Benden duymuş olma ama ordu fokur fokur kaynıyor. Bu defa emir ve komuta zincirini aşan bir hareketlilik var…
Bu söylentiler bütün varlıklarını ve geleceklerini Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin iktidarda kalmasına bağlamış medya sülüklerinin de kulağına -mutlaka- ulaştı; ama umurlarında değil.
Suriye iç savaşına müdahil olma aymazlığı üstünden yürütülen, Ortadoğu’nun ağabeyi olmaya soyunan, nedense hayran olunan Osmanlı’yı ihya etme düşleriyle beslenen, Kürt düşmanlığı ile at başı götürülen dış politika çöktü. Bunu görmeyene, göremeyene “siyasal kör” diyorlar.
Ancak bu da AKP medyasının umurunda değil.
Nusaybin’de bir haftada 18 şehit verilmesi de AKP medyasının umurunda değil. Kendi halkını düşman yerine koyan bir güvenlik politikasının sorgulanması bir yana, mehter marşı kıvamında kof bir milliyetçilik edebiyatı ile gerçek örtbas edilmeye çabalanmakta.
Ensar Vakfı evlerinde ırzına geçilen erkek çocuklardan Beykoz’da tayt giyen öğrencisine sulanan din dersi öğretmenine, Artvin’de erkek çocuklara meraklı bir başka din dersi öğretmenine kadar art arda patlayan sapıklık haberleri de AKP medyasını fazla sallamadı. Şöyle bir değinip, sade suya tirit itirazlarını sıralayıp geçiştirdiler.
Ancaaaaak…
Ancak Rıza Sarraf adlı bön bakışlı delikanlının Amerika’da tutuklanması aynı medyada elle tutulur, gözle görülür bir panik yarattı.
En sıkı kalemşörlerden, kuralına uygun haber yazmaktan aciz editörlere kadar hepsi birer Rıza Sarraf uzmanı kesildi.
Sarraf’ın tutuklanmasını paralel yapıya bağlamak isteyen zekâ yoksunu medya şefleri mi ararsınız; Amerikalı savcıyı Gülen Cemaatı’nın tetikçisi olarak sunmayı bile göze alıp okurlarının zekâsı ile alay etmekten çekinmeyenlere mi gülersiniz; “Olabilir, tutuklanabilir. Bizimle, AKP ile alâkası yok ki… Hiç yok, valla yok, billa yok… Hem bize ne canım…” diye köşe yazısı döktürüp, yürekler acısı yaveleri yorum diye önümüze sürenler mi istersiniz…
Bir panik, bir korku ki sormayın gitsin…
Neden?
İnce yorum gerektirmeyen bir soru bu.
Domuzuna biliyorlar.
Biliyorlar ki 17/25 Aralık günlerinin kilitlerinden biri Rıza Sarraf’ın gün yüzüne çıkma olasılığı yüksek ifadesi.
Biliyorlar ki bir dizi siyasal melaneti birlikte kotarıp, ardından kanlı bıçaklı olunca Cemaat’i günah keçisi ilan edip kendi ellerini yıkayabileceğini uman AKP iktidarının yumuşak karnı 17/25 Aralık’tır.
Rıza Sarraf adlı, genç yaşında milyar dolarla oynayabilecek bir servetin üstüne konmuş delikanlının konuşması ise bu yumuşak karna inecek okkalı bir yumruk demektir.
Yani AKP medyasının sülüklerinin paniklemeleri haklıdır…

*** 

Düzeltme notu: Dün “Konsoloslar sadece il sınırları dışına çıkmak için izin almak zorundalar” yazmıştım. Yanlışmış. O kural 70’li yıllarda kalmışmış. Yani Cumhurumun Başkanı bir defa daha çuvalladı…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları