Terör yayılıyor

04 Mayıs 2016 Çarşamba

Gaziantep - Bomba haberini olaydan dört saat sonra Gaziantep’te beni otelime götüren taksinin şoföründen aldım. “Bomba, Emniyet Müdürlüğü’nün önünde patlatılmış, iki şehit ile yirminin üzerinde yaralı varmış” dedikten sonra ekledi: “Bu şehir bu sabaha kadar tertemizdi.” Kafasından kim bilir neler geçiyordu? Bu bombayı başkaları izleyecek miydi? Kente gelen turist sayısı azalacak, onun da ekmek parası…
Komşu kent Kilis’e haftalardır IŞİD bombaları yağıyordu, ölenlerin sayısı yirminin üzerindeydi. Korku içindeki Kilisliler Gaziantep’e sığınıyordu. Bölgede hayat allak bullak olmuştu.
Akşam telefonum çaldı. Arayan Diyarbakır’dan bir dostumdu. İki gün önce de aramış, “Burada artık ortalık sütliman” deyip beni Diyarbakır’a davet etmişti. Bu kez bezgin bir sesle, “Yine bomba” dedi. “Yanılmışım, demek ki bize umut haram.”

***

Gün geçmesin ki Karkamış’a IŞİD roketleri inmesin, Nusaybin’de, Şırnak’ta PKK teröristlerine kurban verilmesin.
Terör doğu-batı, kuzey-güney tanımıyor, ülke geneline yayılıyor. Toplum tedirgin. Haklı olarak ne zaman, nerede, nasıl geleceği bilinmeyen ölümden korkuyor.
Yeniden Gaziantep’teki o şoföre dönüyorum. Bana, “Abi korkmuyor musun” diye sorduğunda, “Tabii ki korkuyorum” demiştim. Tepkisi, “geri dönmeyi istersen, seni havalimanına bırakayım” şeklinde olmuştu. “Kardeşim” dedim, “korkmasına korkuyorum da korkunun ecele faydası olmadığını biliyorum! Hayatı durduramayız, sürdürmek zorundayız.”

***

Terör ölümleri ülke geneline yayılırken, iktidar hamaseti bırakmıyor. “Bu topraklarda son terörist temizlenene, son silah susturulana kadar mücadelemiz sürecek” sözleri iktidar sözcülerinin dillerine yapışmış. Sürekli bunu tekrarlıyorlar.
Oysa dünyanın hiçbir yerinde terör silahla sonlandırılamamış. Filipin, Kolombiya, İspanya, Kuzey İrlanda örnekleri ortada duruyor.
Gerek IŞİD terörü, gerekse PKK terörünün hortlaması olsun her iki bela da “Ortadoğu’da liderlik” hülyasıyla komşu ülkelerimizdeki iç çatışmalara burnumuzu sokmamızın sonuçlarıdır.
Yangına körükle gitmek istemediğimden istihbaratımızın yeterli olup olmadığı konusuna girmek istemiyorum.

***

İktidar, terörü engelleme konusunda yeni projeler üretme, Ortadoğu politikasını gözden geçirme, barış üzerine yeniden düşünme yerine kafayı 1919’a takmış, yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu aldatmaya çalışıyor.
Ha, Kut’ül Amare zafer mi evet zafer, fakat kalıcı sonucu olmayan bir zafer! Sonrasında Bağdat elden gitmiş, Kut’ül Amare’de ordusuna karşı zafer kazandığımız İngiliz emperyalizmi Irak’ı, dolayısıyla petrolü ele geçirmiş.
Neyse, gelelim Cumhuriyet’in Kut’ül Amare’yi unutturduğu palavrasına… Bu zafer CHP’nin iktidar döneminde ve sonrasında 1952 yılına kadar resmen kutlanmış, Fakat Türkiye’nin NATO’ya üyelik görüşmelerinde İngiltere’yi “gücendirmemek için” Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti iktidarı, yani AKP’nin takipçisi olduğunu söylediği muhafazakâr bir iktidar tarafından bu kutlamalara son verilmiş. Kısacası bu “unutturma” işinin Cumhuriyet ile bir ilgisi yok ama Cumhuriyet’i teslim alarak emperyalizmle bütünleşen güçler ile doğrudan ilgisi var.
Anımsatalım dedik!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları