Tayyip’in Sağlığı Gayet İyi

25 Mart 2014 Salı

Geçen hafta Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, “Başbakan Erdoğan’ın Duygu Durumundan Endişe Duyuyoruz!” başlıklı önemli bir açıklama yaptı. Açıklama metni şöyle:
“‘Gezi olaylarını faiz lobisi çıkardı.’
‘Dolmabahçe Camii’nde içki içtiler.’
‘Benim başörtülü bacılarıma saldırdılar.’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Direnişi’nden bu yana kullandığı ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dili hekimler olarak kaygıyla izliyoruz.
Dün Gaziantep Mitingi’nde Berkin Elvan’la ilgili söylediklerini dinlediğimizde ise dehşete kapıldık.
Normal / de hiç kimse çocuklarını kaybetmiş iki aileyi karşı karşıya getirmeye çalışmaz.
Normal / de hiç kimse ekmek almaya giderken polis tarafından başından vurulan, 269 gün ölümle pençeleştikten sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan etmez.
Normal / de hiç kimse oyun çağında öldürülen bir çocuğun mezarına konan oyuncak misketleri ‘demir bilye’ olarak çarpıtmaz. Normal / de hiç kimse daha iki gün önce evladını toprağa vermiş bir anneyi miting meydanında yuhalatmaz.
Bizler hekimiz.
İnsanın bin bir ruh halini, bin bir duygu durumunu biliriz.
Başbakan Erdoğan’ın duygu durumundan endişe duyuyoruz.
Fevkalade endişe duyuyoruz.
Kendisi, çevresi, ülkemiz adına endişe duyuyoruz.
Endişemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
Hekimlerimizin endişelerine hak vermemek mümkün değil, ama doğrusu ben bu açıklamayı fevkalade naif duydum. Öncelikle şunu söylemek isterim, her türlü etik kuralın çiğnendiği bir zamanda, meselenin tıp etiğine uygun olup olmadığını tartışmayacağım. Ben başka bir şeyden söz edeceğim.
Birincisi, bu açıklama resmen Tayyip Erdoğan’ın ruh sağlığını yitirdiğini belirtiyor. Yani cezai ehliyeti yok. Bu durumda canının istediğini yapar, bize de aval aval bakmak kalır.
Ancak, Tayyip Erdoğan yaptığını çok iyi biliyor. Ve emin adımlarla ilerliyor. Sokaklarda dolaşıp insanlarla tek tek konuşmuş ve yüz karası Gaziantep mitingini izlemiş biri olarak, ben Başbakan’ın Nazi Almanyası propaganda şefi Goebbels’in 21. yüzyıla ışınlanmış bir hayaleti olduğunu söyleyebilirim.
Bizlerin şaşıp kaldığı konuşmalar, sözler özellikle de ona inanmış kadınları hiç mi hiç etkilemiyor. Gaziantep mitinginde binlerce kadının, Berkin’in annesini yuhaladığını gördüğümden beri, Tayyip Erdoğan’ın bu ülke kadınlarının büyük çoğunluğunu avucunun içine aldığını düşünüyorum.
Bizler kendimizi kandırabiliriz, ama Hitler’in birdenbire ortaya çıkmadığını, Birinci Dünya Savaşı sonrası her anlamda aşağılanan Alman ulusuna, yeniden doğuş fikrini işlediğini unutmayalım. Ve Nazi Almanyası’yla ilgili yapılan pek çok araştırmada da Hitler’e taparcasına hayran kadın kitlelerinin Nazilerin yükselişinde çok önemli rolü olduğunu göstermektedir.
Şaşırmayınız, Tayyip Erdoğan ilk başa geldiği günden beri Milli Görüş’ün önemli bir militanıydı. Şimdi de bu görüşün militanlığını yapıyor ve ne yazık ki bu, kitleleri etkiliyor. Bizi insanlık açısından hayrete ve dehşete düşüren pek çok şey, pek çok durum ise kitleleri etkilemiyor. Ve hep diyorlar ya, cemaatin oyları bu kez AKP’ye gitmeyecek. Ne yazık ki gidecek; çünkü bir balinanın üstündeki ondan beslenen asalaklar nasıl balinayı terk edemezlerse onlar da AKP’yi terk etmeyecek! Benzetme yaparken balinaları ve sırtındaki canlıları resmen harcadım. Bunu bir yazar benzetmesi olarak görün ve bağışlayın.
Kısaca, belki ben kötümserim, belki de bu sokaklarda çok dolaştığım içindir. Dilerim seçimlerde herkes oy kullanır ve sağlığı gayet iyi Erdoğan usulca ülkeyi terk eder.

Not: Bu ara hangi televizyonu açsam, Mehmet Altan karşımda, bir bilim adamı olarak demokrasi dersi veriyor. Çok da doğru şeyler söylüyor ama bu bildiği doğruları, neden şimdilere sakladı, vakti zamanında söylemedi, doğrusu ben çok merak ediyorum. Bilim adamlığı cesaret ister. Vaktinde gösterilecek bir cesaret! Gerisi laftır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları