Laikliğin Pratik Olarak Savunulması

19 Haziran 2016 Pazar

Sola, devrimcilere, sosyal demokratlara, genel olarak aydınlara yöneltilen ve galiba epeyce de haklılık payı taşıyan eleştiri “halktan kopukluk”tur. Bu eleştiriyi “halkın diliyle konuşmamak”, “önceliklerini, örneğin inanç dünyasını ciddiye almamak” gibi daha somut örneklerle ayrıntılandırmak, hatta bu alanda kimi sosyal demokratların yaptığı gibi teslim bayrağını çekmek de mümkündür. Böylece aydınlarla halk arasında gittikçe açılan bir makastan söz etmiş oluruz. Peki, ama şimdi siyasal altüst oluşun öznesi olan parti yani AKP, halkla tam uyum içinde mi?

***

AKP ile halk arasındaki makasın da giderek açılmakta olduğunu söylemek hem güncel siyaset hem de yakın gelecek açısından gerçekçi ve açıklayıcıdır. AKP’li siyasetçilerin toplumsal tabanlarının genişleyeceğine olan güvenleri sarsılmaya başladı. Dini duyguları, inanca ilişkin “meseleleri” öne çıkartarak, kendi oportünist siyasetlerini kalıcılaştırmaları; ki daha çok rant ekonomisine, çoğaltılamayan paranın el değiştirmesine, sadaka yöntemiyle dağıtılmasına dayanır, zorlaştı. Uyguladıkları yöntem, dini araçsallaştırarak, var olan dinci lümpenleşmeyi kullanarak saf inancı baskılama stratejileri artık tökezliyor.

***

Kahve basma, içkili mekânları talan etme, üçüncü sınıf din adamlarının eğitimsiz kitlelere bile “yok artık” dedirten vaazlarıyla bir tür ilkel din eğitimi yapma yöntemi bu kapsamdadır. Bunun bir yerde tıkanması kaçınılmazdı; tıkanıyor. Çünkü hem fanatik dinciliğin ancak mutlak bir cehaletle birlikte olabileceği gerçeğiyle hem de daha çok Batı’ya endeksli sistemin ihtiyaçlarıyla, çoğunluğun yaşam tarzıyla çelişiyor. Bu bizi rahatlatabilecek bir saptama olabilir mi sorusuna ise “tamam, öyleyse kazandık demektir” türünden bir yanıt veremeyeceğiz.

***

Yanıt, bu gerçeğin; yani AKP’nin en üst makamının yol göstermesine, desteklemesine güçlü bir şekilde itiraz edilmesine, aşağıda uygulamaya geçen saldırganlığın durdurulması için aktif çaba gösterilmesine bağlıdır. Büyük bir kitlenin fanatik dinciliğin uygulamalarından, saldırganlığından rahatsız olduğu gerçeğinden güç alacak bir itiraz hızla yığınsallaşabilir; AKP ile halk arasında açılmaya başlayan makasın daha da açılması mümkün olabilir.

***

İmam hatipleştirme stratejisinin tökezlemeye başlaması bu gelişmenin önemli işaretidir. Bu projenin artan bir hoşnutsuzlukla karşılaşması, “din eğitimine karşı mısınız” demagojisinin etkisinin azalması, ana babaların çocuklarının iyi eğitim alma isteği ile imam hatip eğitiminin ters düşmesi, dinci eğitimin ilkelliğinin korkutucu boyutları halkın tepkisini artırıyor. Bu nedenle laiklikliğin savunulması soyut bir ilkenin savunulması olmaktan çıktı. Pratik hayatımızı, çocuklarımızın eğitimini, geleceğini ilgilendiren bir konu haline geldi.

***

Laikliğin saldırılar karşısında gerilemeden, siyasetin pratik, öncelikli konusu olarak aktif bir şekilde savunulması mümkün ve zorunludur. Bir takiyye meselesi olarak gördüğü “demokrasi” iddiasını çoktan terk etmiş, otoriter yöntemlere başvurmaktan başka çaresi kalmamış AKP’nin durdurulmasının, önü açık bir demokrasinin kazanılmasının yolu belki de budur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları