Öztin Akgüç

Ekonomide Zor Dönem

04 Nisan 2014 Cuma

Ekonomide sağlıklı tahminler yapabilmek, gerçekçi beklentilerde bulunmak için neden-sonuç ilişkisi kurulmalıdır. Neden-sonuç, illiyet ilişkisi kurulamayan bir bilim olmaz. Eğer böyle bir ilişki kurulamıyorsa, geleceği sağlıklı biçimde tahmin etmek, politika belirlemek, önlem almak da olanaksızlaşır. Ancak olay gerçekleştikten sonra önlem alınabilir, bunun yararı az olabileceği gibi maliyeti de yüksek olmaktadır.
Beceri, gelişmeleri önceden görebilmek, sorun doğmadan önlem almak, olası olumsuz gelişmeleri engellemek mümkün olmasa bile etkilerini azaltmaktır. Eğer her alanda olduğu gibi ekonomik tahminlerde de kolaycılığa kaçılır; olaylar, gelişmeler siyasal nedenlere, ekonomi dışı nedenlere bağlanırsa, öngörüde bulunulamaz, önlem alınamaz, gereken işler tam zamanında yapılamaz. Siyasal olayları, yurtdışı gelişmeleri önceden görmek olanaklı değildir. Bu tür gelişmeler, olaylar kontrolümüzde olmadığı gibi kontrol etme olanağımız da yoktur. Kuşkusuz siyasal olayların ekonomik gelişmeler üzerinde etkisi olmaktadır. Ancak bu etkiler kısa sürelidir ve ekonomide oluşan genel eğilimlerin yönünü de değiştiremez; kısa süreli olarak, genel eğilimden farklı dalgalanmalara yol açar.
Önümüzdeki dönemde, siyasal gelişmeler ne yönde olursa ekonomik durgunluk daha belirgin şekilde yaşanacaktır? Siyasal olaylar, genel eğilimi değiştiremeyecek, yalnız durgunluğun derinliğini etkileyecektir.
Durgunluğun gelecek dönemde belirginleşeceğine ilişkin göstergelere dikkat çekmeye çalışayım.
? TCMB’nin bankalara zorunlu karşılıklar nedeniyle faiz ödemeye başlaması...
Merkez bankaları genelde normal koşullarda bankalara zorunlu karşılıklar nedeniyle faiz ödemez. Ancak kriz, durgunluk dönemlerinde, bankalara destek olmak üzere faiz ödemeye başlar. Zorunlu karşılıklara faiz ödemesi bankaların zor durumda olduğunu, merkez bankasının destek gereğini duyduğunu göstermektedir.
? Taşınmaz (gayrimenkul) satışında yavaşlama, duraklama...
Açıklanan bilgilere göre bu yılın şubat ayında taşınmaz satışı bir önceki yıla kıyasla yüzde 6.6 oranında azalmıştır. Bu azalışın sürmesi beklenmektedir.
? Perakende satışlarda durgunluk...
2014 yılında perakende satışlar cari fiyatlarla dahi çok düşük oranda artmakta, reel olarak azalmaktadır. Kredi kartlarına getirilen sınırlama, işsizlik oranında artış, geleceğe ilişkin beklentiler, özel tüketim harcamalarında yavaşlamanın süreceğini göstermektedir.
? Bankaların tahsili gecikmiş alacaklarında artış...
Bankacılık sektörünün kredilerinin kalitesinin düştüğü, vade uzatmaları, yenilemeler arttığı gibi ödemelerde gecikme, temerrüt olayları da artmaktadır.
? Cari işlemler açığının Merkez Bankası rezervleri ile fonlanmaya başlanması...
Türkiye’nin derin bir krize yuvarlanmaması için 2014 yılında cari işlemler açığının 50-55 milyar USD dolayında sürmesi gerekmektedir. Sağlıklı finansman kaynağı sağlanamadığı takdirde ülkenin, Merkez Bankası rezervleriyle bu denli bir açığı fonlama olanağı yoktur. Türkiye günümüz koşullarında ancak 2001 krizine benzer bir krizle cari işlemler açığını daraltabilir.
Tüm göstergeler Türkiye’de durgunluğun daha derinleşeceği ve süreğenleşeceği yönündedir. Kısa dönemli ters yönlü gelişmeler, hareketler olsa da bu genel eğilimi değiştiremeyecektir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları