Özgür Mumcu

Türbülanstan çıkmak

23 Temmuz 2016 Cumartesi

Darbenin bertaraf edildiği anlaşılır anlaşılmaz, OHAL ilan edileceğini tahmin etmek zor değildi. Bu tedbire başvurmadan, Meclis’te darbe girişimi sonrası erişilmiş uzlaşma çerçevesinde darbecilerle mücadele, arzulanan yoldu. Hem geçmiş OHAL tecrübelerinin hem de iktidarın otoriterleşmede vites artıracağı kaygılarının bunda payı var. Bunlar gayet meşru kaygılar. Gelgelelim, OHAL’in ilan edileceği belliydi. Bu saatten sonra önemli olan bu olağanüstü ama anayasal kurumun, anayasa ve uluslararası hukuka uygun kullanılması.
Dikkatlerin çekildiği üzere, işin en çok sorun yaratabilecek kısmı olağanüstü kanun hükmünde kararnameler. OHAL KHK’lerine karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaması, iktidarın fırsattan istifade darbe girişimiyle ilgisiz düzenlemeleri bu yolla geçirebileceği kuşkusunu doğuruyor. Anayasa Mahkemesi içtihadı, OHAL’le ilgisiz düzenlemelerin denetlenebileceğini öngörüyor. İki Anayasa Mahkemesi üyesinin tutuklu olduğunu da göz önüne alarak, bu olağanüstü hal ile ilgisiz OHAL KHK’leri meselesine dikkat etmek ve bu konuda kamuoyunu aydınlatmak görevi ise herkese düşüyor.
Cumhurbaşkanı OHAL’in uzatılabileceğini söyledi. Diğer yandan hükümet yetkilileri, OHAL’in en kısa sürede bitirileceğine dair açıklamalar yaptı. Hükümetten gelen açıklamalar, OHAL’in aslen görevden alınan cemaat mensuplarına yargı yolunu kapatmak ve TSK’nin kurumsal yapısını yeniden düzenlemek amacıyla ilan edildiğine işaret ediyor.
AİHS’nin askıya alınması tartışmaları ise savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde taraf devletin derogasyonda bulunması ve bunu Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne bildirmesi hakkında. Bu durumda dahi bireysel başvuruyu durumun şartlarına göre kabul edip etmeme yetkisi AİHM’de. Sözleşme yasal bir boşluğu engellemek amacıyla bazı tedbirleri de içeriyor. Yani ölüm cezası getirilemez, yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı ihlal edilemez ve cezalar geri yürüyemez.
Darbelerin hedefi demokrasidir, demokrasinin temeli de hukuk devleti. Şayet OHAL rejimi istismar edilir ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilirse demokrasinin temeli sarsılır. Bu da herhalde darbeye karşı bir mücadele olarak adlandırılamaz.
Memleketin generallerinin üçte biri tutuklu, yargının beşte biri görevden alındı, Anayasa Mahkemesi’nin bile iki üyesi tutuklandı. On binlerce kamu görevlisi görevden alındı. Memleket tarihinin en büyük türbülansında. Bu türbülanstan adil yargılama, suç ve cezanın şahsiliği gibi temel hukuk ilkelerine uyarak çıkılabilir. Şayet bu temel ilkeler göz ardı edilir ve ihlal edilirse türbülans daha da şiddetlenecektir.
Bu kurumsal buhrandan çıkarken, öfke ve endişenin galebe çalmasına da darbeye karşı durulduğu kararlılıkla direnilmeli. Darbeyle mücadeleyle sınırlı tedbirler alındıktan sonra OHAL’in bir an evvel bitirilmesi ve bir daha bu hallere düşülmemesi için arayışlara derhal başlanmalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları