Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Nabza Göre Şerbet’ Süreci...
Atatürk’ün ölümünden bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin önündeki en önemli engellerden biri de siyaset önderlerinin “nabza göre şerbet verme” alışkanlığını birkaç önder dışında gelenekselleştirmesi olmuştur.
“Nabza göre şerbet verme” gerçekleri ve doğru olanı söylemek yerine kimi kişilerin ya da birlikteliklerin hoşuna gideceği sanılan ve onları yönlendirmek amacıyla söylenen sözleri tanımlamak için kullanılan bir deyimdir.
***
Andığım deyim siyaset tarihimize Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu (1922-1988) tarafından armağan edilmiştir.
1955 yılında 33 yaşında profesör olan Feyzioğlu, 1956 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) dekanı olmuştur. 1956-57 ders yılının açılışında yaptığı konuşmada öğrencilere görev aldıklarında “nabza göre şerbet vermemelerini” öğütlemiş; özgürlükten, akademik güvenceden söz etmiştir.
Konuşma, Demokrat Parti (DP) iktidarını rahatsız etmiş, Milli Eğitim Bakanı Ahmet Özel, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nden Feyzioğlu hakkında soruşturma açılmasını istemiştir. Üniversite senatosu ise konuşmanın bilimsel olduğu yanıtını vermiştir.
Bugünle karşılaştırıldığında, senatoların, öğretim üyelerinin görüş açıklamalarına kızılmasına bile “Emriniz olur” demesini vurgulamak gerektiği kanısındayım. Ankara Üniversitesi Senatosu’nun yanıtı üzerine Milli Eğitim Bakanı, o dönemde de geçerli olan “görülen lüzum üzerine” gerekçesiyle Feyzioğlu’nu bakanlık emrine almıştır. Feyzioğlu bu uygulama üzerine üniversiteden istifa etmiş, 1957 seçimlerinde CHP Sivas milletvekili olarak eylemli siyasal yaşamına başlamıştır.
***
Bu uzunca girişi, hem akadmik yaşamın getirildiği durumu, hem de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, ardılı olduğunu söylediği Demokrat Parti’nin yöneticilerinin üniversite anlayışı ile ne kadar uyumlu olduğunu göstermek için yaptım.
***
“Nabza göre şerbet verme” geleneğinin son örneklerinden biri de “idam cezası” oldu.
Kullanıma açılmasının gerekçesi de “Halk istiyor” cümlesiyle özetlendi.
Sırası gelmişken CHP’yi suçlamak için kullanılan ve adı da bilinmeyen tek parti yöneticisinin, gazetede manşet olduğu ileri sürülen “Halk plajlara akın etti vatandaş denize giremiyor” yaklaşımını da anımsatayım. Bu başlığı atan gazete bugüne kadar bulunmadıysa da AKP’nin yaklaşımı da benzer mantığı yansıtıyor sanırım.
“Halk istiyor” cümlesiyle vatandaşların tümünün istediği anlatılmak isteniyor. Oysa gerçeği yansıtmıyor.
Madem, halkın isteği çok önemli, öteki isteklerini de dikkate almak gerekmez mi?
Halk pahalılıktan, terörden, korku ortamından, torpilden, betonlaşmadan, ormanların yok edilmesinden, parklara AVM dikilmesinden de yakınıyor.
Ama bu saydıklarımın götürüsü, son hainlere uygulanması olanaksız idam cezasının ise sadece oy da olsa getirisi var.
İşte “nabza göre şerbet verme” bu yaklaşıma deniyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- Milletvekili sayısı artacak
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?