Kulüpler kazandıkları kupalarla anılırlar. F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım da göreve geldiği 1998 yılından bu yana değiştirdiği teknik direktörlerle konuşulur oldu. Dile kolay, tam 18 çalıştırıcı. Hele Vitor Pereira’da yaşadığımız durum şaşırtıcı. Demek ki başkan ve yöneticiler henüz profesyonel olamamışlar. Portekizli teknik direktörün üç kupa sözü verip bunları gerçekleştiremediği ve başarısız olduğu herkesçe biliniyordu. Peki o zaman, bu teknik direktör için neden devam kararı verildi? Madem böyle karar alındı, o zaman bu kararın arkasında duracaklardı. Grasshoppers maçına iki gün kala bir başka teknik direktörü takımın başına getirmek acemice bir hareket olmalı. Bunlar hep plansız programsız yapılan işler. Geçmişte de örnekleri vardır. Yeni hoca takıma iki günde nasıl katkı sağlar? Bir şeyleri hemen değiştirebilmesi için elinde sihirli değnek olmalı. Fatih Yılmaz’ı tanır mısınız? Sanırım pek tanıyanınız yoktur. Pereira döneminde kondisyonerdi. Milli takımlarda ve G.Saray’da da çalışmışlığı var. Fatih, Aziz Yıldırım’ın talimatıyla zor süreçte antrenörlüğe soyundu, takımı bu önemli maça hazırlamaya çalıştı. İşini iyi yaptığını söyleyebiliriz. Dick Advocaat geldikten sonra Fatih yeniden eski görevine döndü. Ancak kısa sürede bütün olup bitenleri tek tek yeni hocasına anlattı. Hollandalı, iki gün içinde Fatih’in yaptırdığı idmanları izledi. Grasshoppers karşısına çıkan F.Bahçe, Advocaat’ın değil Fatih Yılmaz’ın takımıydı. Bir an aklıma Sarı-Lacivertlilerin Monaco’ya elenişi geldi. “Ucuz” bir elenme olmuştu. Ah Pereira, ah. F.Bahçe’ye zararların en büyüğünü verdin. İtalyan sportif direktör Terraneo’nun da kulakları çınlasın. O getirmişti Portekizli’yi. Neyse ki; şimdi ikisi de yoklar...
Grasshoppers takımı ahım şahım bir ekip görüntüsü çizmedi. Maçın genelinde özellikle savunmada inanılmaz zaafları oldu. Oyun F.Bahçe lehine ilkyarıda biterdi. 1-0’lık skor 5, hatta 6 da olabilirdi, olmalıydı. Ama 3-0 yine de rövanş için çok ama çok yeterli. Advocaat, heyecanlıydı. Asıl olan ileriki zaman. Bakalım aşı tutacak mı? Biz Hollandalı’ya, dün gece itibarıyla “Hoş geldin” diyor, genç Fatih Yılmaz’a da teşekkür ediyoruz.