Fırsat Göz Göre Göre Kaçırılırken...

20 Ağustos 2016 Cumartesi

15 Temmuz gerici darbe girişiminin, daha başlarken oluşturduğu ulusal dayanışma, ne yazık ki günden güne ve AKP’nin uygulamalarıyla zayıflatılıyor.
İktidar partisi, Cemaat FETÖ ilan edilmeden önce ortaklaşa yürüttüğü tasarımlarını artık tek başına ve OHAL’den sağladığı güçle yaşama geçirme peşinde.
İstediği kişiyi vezir, istemediğini rezil etme yetkisini kazandıktan sonra sıra, kalan kamu birikimine ve ülke kültür-sanatına gelmiş durumda.

***

15 Temmuz gecesinde ve yakın sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi ile grubu bulunan partilere yapılan övgüler unutuldu bile.
Oysa parlamenter sistemin, devlet-millet kaynaşmasının vazgeçilemez yapıştırıcısı olduğu gün gibi ortaya çıkmıştı.
AKP ilk iktidarı döneminde verdiği “parmak sayısı üstünlüğünü kullanmayacağı” sözünü çoktan rafa kaldırmıştı.
15 Temmuz sonrasındaki açıklamalarda bu kez “Muhalefetin görüşünden de yararlanacağız” sözü verildi ama o da, TBMM Genel Kurulu’ndaki çalışmalarda verilen önergelerin sıradan reddedilmesiyle havada kaldı.
Olağanüstü hal uygulamalarından yararlanılarak çıkarılan yasa hükmünde kararnameler yoluyla TBMM’nin yok sayılması ise tam bir anayasa ihlali...
İlk YHK 23 Temmuz’da yayımlandı.
Anayasa, bunların görüşülme kurallarının belirlenmesini Meclis İçtüzüğü’ne bırakmış.
İçtüzük de 128’inci maddesinde, YHK’ler için “Diğer kararnamelerle, yasa tasarı ve tekliflerinden önce, ivedilikle en geç otuz gün içinde görüşülür ve karara bağlanır” kuralını getirmiş.
Bununla da yetinmemiş, savsaklamanın önünü kesmek için de şu kuralı eklemiş:
“Komisyonlarda en geç yirmi gün içinde görüşmeleri tamamlanmayan kanun hükmünde kararnameler Meclis Başkanlığı’nca doğrudan doğruya Genel Kurul gündemine alınır.”
Oybirliği ile kurulan darbe girişimini araştıracak komisyona üye adı bildirmeyen tek partinin AKP olması da bir başka gösterge.
Gerisini varın siz değerlendirin...

***

Bir dönem tu kaka ilan edilen “millet” kavramı ile yoksanan “Hâkimiyet Milletindir” sav sözünün sık sık anımsanması ve Atatürk posterinin AKP binalarına asılmasının, AKP karşıtlarının gözünü boyama amaçlı olmadığına nasıl inanacağız.
Milletin ve milli iradenin temsilcisi Meclis’i bir yana bırakmanın, bir süredir anılmaz olan başkanlık sistemini yeniden ısıtma amaçlı olmadığını söylemek olası mı?

***

“Zararın neresinden dönülse kârdır” demişlerse de dönüleceğe pek benzemiyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları