Çiğdem Toker

Lanetlemeyin, engelleyin artık

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Bir çocuk. 12-14 yaş aralığında. Bir kına gecesi, sokak ortası. Üzerine sarılmış patlayıcının pimini çekiyor. Çocuk parçalanarak patlıyor. Onunla birlikte düğündeki onlarca çocuk. Havaya uçuyor, bedenleri paramparça oluyor. On saniye önce dokunduğu, elini tuttuğu çocuklarının, yaşarken kıyamadığı bedeninin parçaları sokağa yere yapışmış.
İnsanın masa başında, eli ayağı birbirine dolanmadan, yanlış tuşlara basmadan, şu sözcükleri yan yana dizmesi bunca zorken, dört evladını birden aynı dakikada, aynı vahşet sonucu kaybetmiş bir annenin ıstırabını anlamak imkânsızdır.
İmkânsız olmayan ise bu satırlar yazılırken, siz bu cümleleri okurken barbarların sıradaki saldırıya hazırlandığını bilmektir.
İradesi sakatlanan, sonucu geçersiz kılınan 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşadığımız Suruç Katliamı’ndan bu yana iflah olmadı bu ülke.
O tarihten beri IŞİD imzalı canlı bomba saldırılarını hatırlayın.
İstanbul, Ankara, Bursa, Gaziantep’deki sayıları onun üzerine çıkan katliamlarda ölenleri, ömrün baharında biten hayatları, kan içinde kalan sokakları, genzimizi tıkayan yanmış vücut ve kan kokularını, kimsenin istifa etmediğini ve IŞİD’in hiçbirini üstlenmediğini hatırlayın.
Ve sonra düşünün bir kez, hangisinde yarıştırılan lanet demeçlerinin bir sonrakini engellediğini.
Şehir merkezlerinde burnumuzda kan kokuları, bundan daha kötüsü olmaz dediğimiz ne varsa hep daha kötüsü oldu.

***

AKP iktidarının, “IŞİD’e kıyamamak” gibi bir derdi olduğu müddetçe, daha kötülerin sonu gelmeyecek.
Bu derdi örgütün adını anmaktan başlayarak yaptıklarını sorgulamayı reddetmeye kadar her alanda görebilirsiniz.
Adından başlayalım. Daha önce işlendi, yine hatırlatma zamanı.
Biz IŞİD dedikçe iktidar kadroları neden özenle DAEŞ diyor? Neden Irak Şam İslam Devleti’nin yalın bir kısaltması dururken, IŞİD yerine farklı bir kısaltma kullanıyor?
Çünkü DAEŞ, IŞİD’in Arapçadaki orijinal adı olan “Ad Davla al-İslamiya fil-‘Irak ve eş-Şam” Arapça kısaltmasının okunuşu. Bu kısaltma kullanılınca da İslam sözcüğünü simgeleyen İ harfi söylenmemiş oluyor.
Bu harfi pas geçerek neyi murat ettiklerini iktidar kadroları daha iyi biliyordur. Kesin olan şu ki, IŞİD demedikçe barbarlığın etkisi seyreliyor.
Ama bundan daha önemli olan “kıyamama” konusu parlamento cephesine ilişkin.
AKP iktidarı bugüne dek muhalefetten IŞİD’in araştırılmasına ilişkin olarak gelen hiçbir girişimi kabul etmedi. Hiçbirini. Buyrun:
• 14 Ağustos 2014 - CHP Milletvekili Ali Serindağ ve 30 milletvekili: IŞİD’in Gaziantep başta olmak üzere birçok sınır ilimizde, dernek ve internet sayfaları üzerinden kendine eleman topladığı, hücreler oluşturduğu, eğitim verdiği artık iddiaların ötesine geçmiştir.
• 20 Şubat 2015 - HDP Grubu
• 29 Temmuz 2015 - CHP Grubu
• 12 Ocak 2016 - HDP Grubu
• 29 Haziran 2016 - HDP önergesi
IŞİD katliamlarının araştırılmasını, gerekli önlemlerin alınmasını ısrarla talep eden bu önergelerin bir kısmı ise doğrudan doğruya Gaziantep’teki IŞİD örgütlenmesini konu alıyordu.
Hepsi reddedildi. Bir kısmı AKP, bir kısmı da AKP - MHP oylarıyla.
Ne sanıyor bizi yöneten kadrolar? Onu bunu samimiyet testine davet etmek, hepimizi lanet yarışında hizalamak ölenleri mi getirecek, sıradaki katliamları mı engelleyecek?
AKP ve onun bizi yöneten siyasi kadroları, her şeyi bir kenara bırakıp IŞİD’i TBMM’de tartışmaktan neden kaçtığını açıklamak zorunda.
Neden Varlık Fonu kanununu, çocuktan bomba yapan bir barbarlar ordusunu araştırmaktan daha değerli bulduğunu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları