Çiğdem Toker

Asıl izler Meclis raporunda

10 Eylül 2016 Cumartesi

AKP iktidarının çabası da büyük, telaşı da. Bir yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tabiriyle, “at izinin it izine karıştığı” -kendi deyişleriyle- temizlik harekâtını yürütürken, diğer yandan da bugün FETÖ terör örgütü olarak anılan yapı Gülen Cemaati iken onunla nasıl iç içe, kol kola ve güçbirliği içinde olduğunu unutturma çabası içindeler.
Muhtemelen, medya sahiplik yapısının iktidarla iç içeliğinin bunu mümkün kılacağını düşünüyorlar. O yüzden 14 yıllık iktidar süresinin en az 10 yıllık kısmının; siyasette, bürokraside, yargıda, ekonomik hayatta, bu gayreti boşa çıkaracak binlerce işlem ve uygulamayla dolu olduğunu, kendileri yol vermese, imzalamasa, yürümese, onaylamasa güçlenmesi ve nihayetinde bir tehdide dönüşmesi imkânsız bir yapının, sessiz sedasız palazlandığına inanmamızı istiyorlar.

***

Bir an için, “kandırılmayı” baştan reddetmişlerin toplu olarak hafızasını yitirdiğini düşünelim. Peki TBMM arşivi ne olacak?
Tek elle kaldırmak isteseniz bileğinizi inciteceğiniz kalınlıktaki o 1449 sayfalık raporu nereye saklayacaksınız? Başkanlığını eski AKP İstanbul Milletvekili Nimet Baş’ın yaptığı TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun Kasım 2012 tarihli raporundan söz ediyorum.
Aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yer aldığı yüzlerce görüşten oluşan rapor orada duruyor. O raporda dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e sunulan rapor ve brifinglerde, Gülen Cemaati’nin eğitim ve bürokrasi alanındaki faaliyetleri, mali büyüklükten, öğrenci yurdu sayısına kadar tek tek listelenmiş.
Meclis raporunda, Eylül 1996’da MİT’in; Ocak 1997’de de Genelkurmay Başkanlığı’nın Demirel’e, Genelkurmay Karargâhı’nda verdiği raporlardan geniş özetler yer alıyor.

***

TBMM Araştırma Komisyonu’nun Kasım 2012 tarihli raporundaki Gülen Cemaati ile ilgili bazı bölümler:
• Refah Partisi, gelecek nesillerin yetiştirilmesindeki rolü nedeni ile milli eğitim ve öğretim kesimini öncelikli hedef olarak ele almakta ve bu bakanlık koltuğuna Fethullah Gülen’in desteği ile gelmiş olan Mehmet Sağlam’ın bulunmasından da mutlu olmaktadır.
• Sadece Fethullah Gülen’e ait yurtiçinde ve yurtdışında toplam 448 yurt, 346 dershane, 181 okul ve 3 özel üniversite bulunmaktadır.

***

Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’in, dönemin Başbakanı Erbakan’a gönderdiği 4 Şubat 1997 tarihli “Kişiye Özel” mektup da TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun raporunda yer alıyor. Raporun 1015. sayfasındaki Demirel mektubunda, Fethullah Gülen’e dair satırlar şöyle:
• Fethullahçıların Türkiye’de gerçekleştirilmesi hedeflenen İslam devletine uluslararası destek sağlamak amacıyla yurtdışında okul açma atağı başlattıkları, özellikle de Orta Asya’da okullar açtıkları, bu çerçevede 52 ülkede 6 üniversite, 236 ilkokul ve orta dereceli okul, 6 dershane olmak üzere toplam 248 okul/dershane ve 21 öğrenci yurdu açıldığı, bu okullarda 3 bini yabancı olmak üzere, 7 bin eğitici/idarecinin görev yaptığı, önümüzdeki 5 yıl içinde 500 orta dereceli, 50 üniversite açılmasını hedefledikleri,
• Fethullah GÜLEN’in eğitim alanındaki bu yatırımlarının toplam değerinin 350 trilyon TL olduğu, GÜLEN’in Batı’ya karşı ılımlı bir dini lider görüntüsü çizmeye özen gösterdiği, Fethullah’ın Papa ile görüşmesinin yaratılmak istenen bu imajın bir uzantısı olduğu anlaşılmaktadır.
Yer nedeniyle sınırlı aktarabildiğim bu bölümler için Meclis arşivindeki rapor, meraklısına zengin bir içerik sunuyor.
Özeti, kendi inisiyatifiyle sürecini başlattığı bu çalışmanın 2012 tarihli raporunu dahi dikkate almamış bir iktidar, bizi şimdi FETÖ’yle ilgisi olmadığına inandırmaya çalışıyor. “At ve izi”nden çok daha eski izler bu raporda.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları