Şenol Güneş “Dikkatli olacağız, savunmaya önem vereceğiz” demişti karşılaşma öncesi. Ama yine de bu kadarını beklemiyordum doğrusu.
Karman çorman bir ilk on bir çıkarmıştı sahaya. Kalede yine Tolga, sağ bekte Gökhan Gönül değil Beck. Atiba’nın yanında Gökhan İnler.
Oğuzhan ileri üçlüde Q7 ve Caner’le birlikte. En uçta tek başına Aboubakar. Beşiktaş’ın en zayıf yanı savunmanın göbeği ve kalecisiydi her zaman olduğu gibi. Şenol Güneş stoper isteyip durmuştu zaten. Ve daha on iki dakika geçmeden bu zayıf üçlü ilk sınavda sınıfta kaldı. Bir uzun topa müdahale edilemeyince top rakibin önünde kaldı; Cervi, Tolga’dan da dönen topu çok rahat tamamladı: 1-0.
Siyah - Beyazlıların oyunu geriden kuramadığı gibi baskı yiyince hemen geriye kaçan savunmasıyla durum sürpriz değildi. Oysa ki Beşiktaş topu ilerde kullandığı zaman etkili olabilen bir takım. Fakat ataklarını hızlı yapamıyor. Türkiye’de yeterli olan oyun temposu maalesef Avrupa’da yetmiyor.
Buna karşın Benfica topu aldığında hızlı kalemize geldi hep. Geçen yıl neden çeyrek finale kadar yükseldikleri de anlaşılıyordu böylece. İkinci yarı bu düzey oyunda etkisiz kalan Gökhan İnler’i değil de Oğuzhan’ı çıkardı Şenol Güneş. Ve Talisca’yı aldı. Talisca da hocasını mahcup etmedi, Beşiktaş’a atakta hareketlilik getirdi. Nitekim 56’da neredeyse penaltı kazandırıyordu takımına. Ama bu tartışmalı pozisyonda hakemin yorumu “devam” oldu.
Sonraki hamle Cenk’in de sahaya sürülmesiydi. Geri dörtlünün solundaki Adriano çıkınca Caner geriye çekildi.
Benfica kalan dakikalarda hızını biraz kesince oyun sıkıştı. Siyah - Beyazlıların beraberlik golü için daha şanslı olduğu dakikalardı bunlar. Nitekim 74’de Aboubakar’a verip aldığı topu Cenk iyi kullanabilse o beraberlik golünü bulabilirdi pekala. Kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda Cenk topu dikince bu şans da heba oldu.
Ama son sözü uzatmaların da son dakikasında Talisca söyledi. Harika frikiğiyle beraberlik golünü attı ve Kartal’a altın bir puan kazandırdı.