Çiğdem Toker

OHAL’de Uzay Ajansı kuralım

05 Ekim 2016 Çarşamba

OHAL KHK’siyle kapatılan 12 TV’den biri olan İMC TV önüne TOMA’ların yığılıp reji merkezinin mühürlendiği saatlerde, Ankara’da Başbakan Binali Yıldırım, Orta Vadeli Program’ı (OVP) açıklıyordu.
“Ne var bunda” diyorsanız, şöyle izah edeyim:
Malum Türkiye devasa bir cezaevine dönüştükçe (benzersiz bir oksimoron örneği olarak) “yapısal reform”lardan söz ediliyor. Özellikle Moody’s’in not kırdığı hafta boyunca “yapısal reform” vaatleri ülkede demokratik devrim iklimi varmışçasına yoğunlaştı.
İşte İMC, Hayat TV’nin aralarında yer aldığı 12 TV ile 11 radyo susturulurken Başbakan toplantısında dağıtılan kitapçıkta, “yapısal” olarak şöyle bir vaat yer alıyordu:
“Genişbant altyapısını yaygınlaştıracağız.”
Hali kalan gülebilir tabii. Tek cümleyle TV’lerin kapatıldığı, sosyal medya mesajlarının, tutuklama gerekçesi olduğu bir dönemde, genişbant altyapısını yaygınlaştırmanın faydalarını ve bu faydaları hangi ecnebi muhatabına nasıl anlatacağını en iyi iktidarın kendisi biliyordur.
Keza, Uzay Ajansı da öyle. Polis dün Özgür Radyo’nun kapısını tekmelerle kırarak girerken, (bir radyodan bahsediyoruz, radyodan) OVP kitapçığında, Türkiye’nin bir Uzay Ajansı kuracağı müjdesi yayılıyordu. Dolayısıyla çocuklar için Kürtçe dublajlı çizgi film yayını yapan Zarok TV kapatılırken, Uzay Ajansı kurmanın yabancı sermaye nezdinde özgün bir ferahlama yaratacağı şüphesizdir.

***

OVP’ye, bütçe hazırlanırken sunulan bir çeşit “niyet mektubu” demek yanlış olmaz. Bağlayıcılığı olmasa da küresel sermayeye “işleri sıkı tutuyoruz” mesajı verir, vitrin görevi görür. Enteresandır, bugüne dek OVP’yi başbakanların açıklaması âdetten değildi. Yasa gereği olan, rutin denebilecek bir uygulamayı, içinde sanki bonbon şekerleri varmış gibi Başbakan’ın programına almanın egoyla değil, olsa olsa ihtiyaç ile bağlantısı vardır. Yıllarca bakan düzeyinde Ali Babacan’ın, geçen yıl da Mehmet Şimşek’in duyurduğu OVP’nin ilk kez Başbakan düzeyinde sunulması, içeride propaganda, dışarısı için de kredibilite ihtiyacına karşılık geliyor.

***

Tek kalemde 12 TV ile 11 radyonun kapatılmasını, -bırakın dayanışmayı- haber değeri bakımından dahi bir cümleyle olsun metinlerine alamayan TV’ler, doğal olarak Yıldırım’ın sunduğu OVP’ye uzun uzun yer verdi. O fasılda Başbakan’ın, halka basitleştirerek anlatacağını belirtip kamu olarak tasarrufta örnek olacaklarını, zorunlu değilse araç ve yeni bina almayacakları sözü, artık kötü bir şaka bile değil.
Yıldırım’ın selefi, Ahmet Davutoğlu da göreve başlar başlamaz sunulan ilk ekonomi brifinginin ardından taşıt tasarrufundan söz etmişti.
O yıl bütçede, kamuya 8 bin 500 araç alındığını, bu araçların 222 adedinin de Başbakanlık için olduğunu anımsatalım. Başbakan anlatımında bundan daha dikkat çekici olan, bir yandan mali disiplin ve tasarruf vurgularken harcamalarla ilgili bir gelişmenin bütçeyle ilgisi yokmuş gibi sunulmasıydı.
Yıldırım, 2017’de yatırımların bu yıla göre arttırılacağını, bir kısmını bütçe, büyük kısmını da “alternatif finans kaynaklarıyla” gerçekleştireceklerini söyledi. Başbakan’ın kastı 15 Temmuz kanlı darbe girişim sonrası Meclis’ten tartışmayla geçen Varlık Fonu olsa gerek.
Gelmiş geçmiş en imtiyazlı fon olan Varlık Fonu’nu gururla anmak varken bunun yapılmamasının anlamı açık:
Kişi başına gelirdeki orta gelir tuzağını ve müteahhitlik şirketlerinin finansmanını gizlemek.
OHAL’de Uzay Ajansı kurabiliriz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları