Özgür Mumcu

At izi, it izi

05 Ekim 2016 Çarşamba

Televizyon kanalları, radyolar, gazeteler kapatılıyor. Kapatılmaları haber bile olmuyor. Meselenin darbeyle bir ilişkisi olmadığı ortada. Herhalde Meclis bombalanırken Meclis’in içinden yayın yapma cesaretini gösteren İMC TV, cemaatle mücadele için kapatılmadı. Alevi türküleri yayımlayan radyo, Kürtçe çizgi film kanalı, sosyalist Hayatın Sesi televizyonu kapatıldı. Kim bu kapatma kararlarını veriyorsa, toplumun fay hatlarıyla oynamaya da karar vermiş demektir. Şayet iktidar çevreleri darbe girişimi bahanesiyle kendilerine muhalif her kesimin sesini kesebileceğini zannediyorsa müthiş bir yanılgı içerisinde demektir. Bir süreliğine sesler kesilebilir. Ancak toplumsal muhalefetin kaybolmayacağı ortada.

Aksine böylesine tedbirler muhalefetin daha sertleşmesiyle ve iktidarın arzuladığını söylediği “birlik ve bütünlük”ün imkânsızlaşmasıyla sonuçlanacaktır. Yapılanlardan anlaşılan, iktidarın sadece kendi seçmenini millet olarak gördüğü. Geri kalan kesimler “gayrimilli” ilan ediliyor. Bu anlamsız kapatma kararları milletin bir kısmının artık milletin bir parçası olduğunun da reddi. Herhalde bir ülkeye daha büyük bir kötülük yapılamaz.

Hele etnik ve mezhep savaşlarının kasıp kavurduğu Ortadoğu’dayken ve belli ki hem Suriye hem de Irak’ta büyük askeri operasyonların arifesindeyken. Daha düne kadar cemaatin güdümünde, cemaatin siyasi davalarına alkış tutan gazeteciler bugün iktidarın baş tacı. Sahte delilleri köpürterek kullananlar, Balyoz davasına verdikleri destekle darbeci generallerin önünde yol temizliği yapanlar bugün iktidar gazetelerinde ahkâm kesiyor.

Bütün kariyerlerini cemaatin yalanlarını sadık bir papağan gibi tekrarlamaya borçlu olanlar, batan gemiyi zamanında terk etme basiretini gösterdikleri için bugün iktidar kanallarında çene çalmakta. Darbe girişimi başarılı olsaydı hocaefendilerine zamanında yaptıkları hizmetlerin yer aldığı CV’leriyle darbecilerin paspaslarında uyuyacak olanlar bugün iktidara cemaatle mücadele konusunda akıl öğretiyor. Milli Savunma Üniversitesi, senelerce cemaat gazetesinde yazmış birine emanet ediliyor. Meclis’te kurulan darbe komisyonuna zamanında Gülen’i övmekten çene kemiği yerinden oynamış siyaset tüccarları atanıyor.

Ama darbeyle mücadele kapsamında Kürtlerin, Alevilerin ve sosyalistlerin muhalif yayın organları kapatılıyor. Herhalde Kürtçe konuşan bir Şirin baba liderliğinde Şirinler köyü de bir Kürt kantonuna benzetildi ki Kürtçe çocuk kanalı bile kapatmadan nasibini alıyor. İnsan ister istemez bu kapatma kararlarının ardında da cemaat izini arıyor. Toplumu iyice kamplaştırmaktan, kargaşayı çoğaltmaktan, insanları birbirine düşürmekten kim fayda sağlar? Bu değil miydi darbe girişiminin amacı? İktidar çevreleri ne yaptıklarının farkında mı?

Fırsat bu fırsat diyerek herkesi susturma hevesinin memlekete nelere mal olacağını görmüyorlar mı? Yapıp ettikleriyle darbeyle mücadeleyi sulandırdıklarının, cemaate cansuyu verdiklerinin farkında değiller mi? At iziyle it izi birbirine karışmaz. Ancak beceriksiz bir izci onları birbirine karıştırır. İktidar çevreleri kendilerine bu süreçte akıl veren izcilere dikkat etseler iyi olur. Bir bakmışlar bir gün onların izleri de karışıvermiş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları