Suriye ile Ukrayna Arasındaki Türkiye

28 Nisan 2014 Pazartesi

Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin kansız ama tozlu bir çöküntüyle tarihe karışmasının ardından başlayan dünyanın yeniden biçimlenme süreci devam ediyor.
10 yıl, 20 yıl kişilerin yaşamında elbette önemli ve çok uzun süre; oysa tarih baba ülkeler için öyle olmadığını söylüyor.
Soğuk Savaş bitti, dünya yeni bir yüzyıla girdi ama birbirine de girdi!
İki kutuplu dünyanın sona ermesiyle birlikte genel beklenti, artık tek kutuplu bir yaşamın yerleşeceği, Batı’nın, daha net ifadeyle ABD’nin yeni bir dünya düzeni kuracağı yönündeydi.
ABD’li stratejistler 21. yüzyılın adını bile koymuştu:
Yeni Amerikan yüzyılı...
Buna karşılık genel anlatımla “Doğu Bloku” olarak adlandırılan yapının ortadan kalkmasıyla Doğu da sona ermedi. Çöküntü sonrası ilk şaşkınlık yerini önce ayakta kalmaya, sonra etrafına yeni şekil vermeye bıraktı. Devamında da yeni dünya düzeninin kurulumuna Doğu’nun da katılması geldi.

***

Suriye ve ardından Ukrayna’da yaşananlar yukarıda özetlediğimiz tablonun iki kanlı parçası olarak sıcaklığını koruyor. İki kriz ilk bakışta birbirinden çok farklıymış gibi görünse de özü aynı; Soğuk Savaş sonrasındaki yeniden yapılanmanın getirdiği rekabet, çatışma, hatta hesaplaşma...
Suriye’de Esad yönetimiyle muhalifler çatışıyor... Ancak iki taraftan hangisi biraz öne çıksa, nedense uluslararası kamuoyu hemen öteki tarafı öne çıkaracak bir gerekçe buluyor! Bu ülkede bugünkü gidişin devamı şöyle görünüyor; iki taraf da birbirini yok etmeye girişirken ülkenin toplam gücü çökecek... Öyle anlaşılıyor ki, bu karşılıklı birbirini yok etme savaşının sonunda Suriye bitecek, işte o gün yeni bir yapı kurulacak.
Ukrayna ise dünyanın daha çok dikkatinde... Çünkü sadece ABD ile Rusya’nın değil AB’nin de doğrudan devrede olduğu, tüm tarafların çıkarları için her şeyi yapmayı göze aldığı bir süreç yaşanıyor. Bunun somut yansıması, Ukrayna’da taraflardan söz edilirken şu tür tanımların kullanılması:
Batı yanlısı, Rusya yanlısı, AB’nin desteklediği...
Uluslararası alanda Ukrayna yorumları yapılırken de ülke içinde hangi kesimin kazanacağı tartışması yerine, “Bakalım Rusya mı kazanacak Batı mı” yorumları yapılıyor. Bu çatışmanın altında kalan ise Kırım Tatarları oldu.

***

Türkiye’nin etrafındaki her kriz bölgesi bize Napolyon’un şu sözünü tekrarlattırıyor:
Coğrafya ülkelerin kaderini belirler.
Başta vurguladığımız gibi birbirinden çok farklıymış gibi görünse de Ukrayna ve Suriye sorunlarının özü aynı, ama bir başka aynılık da şu:
Her iki kriz de Türkiye’yi doğrudan etkiledi, etkilemeye devam ediyor.
Bir yandan coğrafya kaderi belirliyor, bir yandan da tarih eteğimizden çekiyor. Eteği sağlam tutma inadına girsek yırtılma tehlikesi var, koyversek hoş değil!
Bu durumda aklın yolu eteği kaptırmamak.
Hükümetin, Suriye’de Esad yönetiminin haftalar içinde çökeceğini söylediği günden bu yana iki yıldan fazla zaman geçti
Türkiye’nin iki krizin ortasındaki ülke olarak taraflara vereceği derslerden çok, çıkaracağı dersler var. İki krizin de büyümesinin başlıca nedeni, ülkelerin içindeki insanların ortak paydalarını tüketmesidir. Bu tükenince başka ülkelerin ortak paydaları öne çıkıyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Almanya ezeli vatan! 23 Mayıs 2024
Gizli tanık terörü! 21 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları