Kuzey Kore’ye Doğru!

17 Ocak 2017 Salı

Maarif Nazırı “İlkokul 1. sınıf hayat bilgisi ve ortaöğretimde toplumsal bilimler ders kitaplarının içeriğinden ‘Kemalizm’ ve ‘Atatürkçülük’ ilkesinin çıkarıldığını yalnızca Atatürk’ün doğum yeri, babası ile annesinin adlarının ve Anıtkabir’in bırakıldığını” açıkladı.
Aynı gün Veziriazam da, partisinin gençlik kollarının düzenlediği 2. Abdülhamit’i anma toplantısında şöyle konuştu:
“O milletim önemli diyen ve ömür boyu da bunun için çalışan çok önemli bir padişahtır. Batı dünyasında yenilikçi hareketler başlamış, Abdülhamit bundan geri kalmayalım diye gençleri seçerek bu ülkelerde ilim öğrenmeleri, teknolojiyi anlamaları, bunu Osmanlı topraklarında uygulamaları için çok önemli fırsat sağlamıştır.
Avrupa’ya giden gençlerin maalesef Abdülhamit’in hayallerini gerçekleştirmek yerine Abdülhamit’i tahttan indirmek için işbirliği yaptığını tarih kitaplarından okuyoruz.”
Çünkü Batı dünyasında “insan hakları, özgürlük” gibi kavramları da öğrenmişlerdi. Bunun sonucunda Abdülhamit yönetiminde olmayan, aynı kavramları Osmanlı’ya yerleştirmeyi amaçlamışlardı…

***

Tarih tekerrür ediyor. Günümüzde Türkiye’yi neredeyse Kuzey Kore koşullarına sürükleyecek anayasa değişikliği konusunda, emekli Türk diplomatlar da önemli bir tepki açıklaması yaptılar.
Çünkü yaşamlarının önemli bölümünü Batı dünyasında görev yaparak geçirirken o ülkelerde “demokrasi, özgürlük, insan hakları” kavramlarını solumuşlardı.
Türk diplomatlarının açıklaması şöyle:
“Bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, İstiklal Savaşı sırasında bile, egemenliğin sahibi olan ulusa ve onun tek temsilcisi Büyük Millet Meclisi’ne dayanarak kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’nin, sadece cumhurbaşkanlarına ve büyükelçilere tanıdığı, devleti temsil yetkimize dayanarak, devleti yurtdışında temsil ve ulusun çıkarlarını koruma görevimizi, yıllarca gururla ve özveri ile yerine getirdik. Bu uğurda birçok değerli mensubumuzu teröre kurban verdik.
Çok zor bir coğrafyada, her zaman sorunlarla uğraşmak zorunda olan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçileri, diplomatları olarak gerek duyduğumuz gücü bize, Türkiye Cumhuriyeti’ne dünya devletleri nezdinde büyük bir saygınlık kazandıran demokratik, laik ve hukuk devleti nitelikleri verdi.
Bunun bilincinde olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmekte olan anayasa değişiklik teklifinin; Siyasetin temel kuralları ve demokratik, laik, hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan bir yaklaşımla;
Ulusun oyuna sunulacak olmasına rağmen, Olağanüstü Hal nedeniyle, asgari ölçüde bile olsa tartışılarak ulusun bilgilendirilmesine izin vermeyen bir ortamda;
Anayasanın amir oylama hükümleri dâhil yasalar göz ardı edilerek görüşülmekte ve oylanmakta olduğunu büyük bir endişe ile izliyoruz.
Teklifin yasalaşması halinde Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve hukuk devleti olma niteliğini yitirecektir.
Böyle bir gelişmenin Türkiye Cumhuriyeti’ni, terör, ekonomik sıkıntılar ve savaş tehdidi altında bulunduğu bir dönemde, daha da ayrıştırarak, içeride ve dışarıda çok ciddi badirelerin içine atacağını görüyor ve bundan derin endişe duyuyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”

***

Sultan ise “anayasa değişikliği” hakkında “Doping yapacaktır!” dedi. Doping yasak değil mi? Türkiye’de ve uluslararası ortamda doping suç değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları