Çiğdem Toker

Ya istikrar olmasaydı

27 Ocak 2017 Cuma

Bu satırlar yazılırken dolar 3.85, Avro ise 4.13 TL’den işlem görüyordu. (Bir önceki yazı kaleme alınırken dolar 3.76, Avro ise 4.04 TL’ydi.)
Türk Lirası iki gün içinde dolar ve Avro karşısında 9 kuruş değer kaybetti.
Önceki yazıda, OHAL KHK’siyle getirilen sabit kur maddesine değindim. Düzenlemenin devlete döviz borcu olan şirketlere sağlayacağı avantajlardan söz ettim.
4.5 G ihalesinden dolayı, nisanda taksit yükümlülüğü olan Turkcell ile Türk Telekom örneğini, resmi veriler üzerinden aktardım.
(Hatırlatma: Devlet, 2017 boyunca döviz alacaklısı olduğu şirketlerin talebi halinde, TL üzerinden tahsilat kabul edebilecek. Dolar 3.53, Avro ise 3.70 TL’de sabitlendi.)

***

Paramızın iki günde 9 kuruş değer kaybetmesinin bir sonucu da şu oldu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan Yıldırım’ın, Maliye Bakanı Ağbal’ın, Hazine’den sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek’in, BDDK’den sorumlu Başbakan Yardımcısı Canikli’nin, Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin, Kalkınma Bakanı Elvan’ın seçkin imzalarını taşıyan kararnameyle özel şirketlere sağlamış oldukları avantaj büyüdü.
Anımsarsınız, iki gün önceki yazıda, kurun 2 Ocak’ta sabitlenmesi nedeniyle iki GSM operatörünün ihale günü taahhüt ettikleri tutarla kıyaslayarak transfer edilen serveti hesapladım. Buna göre -nisan kuru belirsiz olsa da- daha bugünden Turkcell 140.7, Türk Telekom ise 82.8 milyon TL daha az ödeyecekti devlete.
 
İki günde 60 milyon TL zarar
Şimdi, TL’nin iki günlük değer kaybı ışığında yaptığım güncellemeyi bilginize sunuyorum:
Turkcell’in avantajı iki günde 37 milyon 244 bin, Türk Telekom’un ise 22 milyon TL olmak üzere toplamda 60 milyon TL artmış oldu. Böylelikle AKP rejiminin, OHAL düzenini kullanarak iki şirkete yapacağı servet transferinin toplamı 282.6 milyon TL’ye ulaştı. (Bir önceki yazıda, yani iki gün önce bu tutar 223.4 milyon TL’ydi.)
 
Bu parayla ne yapılır?
Bu para eninde sonunda, ihaleyi yapan BTK üzerinden kamunun görev zararına dönüşecek. Bizlerin cebinden vergi olarak çıkacak.
Vergi demişken hemen kayda geçirelim. 2016 gelir rakamlarına baktım. Biri Ensar sponsorluğu yapmış, iktidara yakın iki GSM şirketine aktarılacak bu dolaylı servet, Maliye’nin bir yıl boyunca Türkiye genelinde içilen kolalı gazozlardan topladığı vergiye yakın. (305 milyon TL)
Bu parayla ayrıca Çukurova Havalimanı ölçeğinde bir proje sı fırdan inşa edilebilir.
201 bin 857 işçiye bir aylık asgari ücret ödenebilir.
Resmi işsizlik oranı 11.8 olan ülkemizde, asgari ücret üzerinden bir yıl boyunca 16 bin 821 işçi bir yıl boyunca istihdam edilebilir.
 
Köprüler hâlâ dolar üzerinden
Önceki yazıda vurguladığım önemli detayı tekrarlıyorum: Bu tutar, yalnızca iki şirkete tek ihale için sağlanan avantaj. Bunun gibi onlarca şirket ve proje olduğu kesin. Fakat bu bilgi yok. Devlet özel şirketler-kamu kurumu bazında, hangi şirketin hangi kamu kurumuna ne kadar borcu olduğunu saklıyor. Devlet derken, iki şirkete servet transferi yaptıracak maddeye imza atan ekonomiyle ilgili bakanlar bunu biliyor tabii.
Öte yandan döviz alacaklısı olduğu şirketlere, sabit kurdan ödeme imkânı tanıyan devlet, bu “güzelliği”, Batı’nın bizi kıskanmasına yol açan köprü ve tüneller için getireceğe pek benzemiyor.
Şu ana dek, her derde deva bir OHAL kararnamesiyle 35 dolar artı KDV olarak belirlenmiş Osmangazi Köprüsü’nün TL’de sabitlendiğini göremedik. Devletin günlük garanti ettiği 40 bin araç sayısının düşürüldüğünü de okumadık.
Kurun dizginlenememesi nedeniyle tamamen şirketleri kayıran bu çoklu kur sisteminin ekonomiye vereceği tahribat tahmin edilenden büyük olacak.
Neyse ki istikrar var. Ya bir de istikrarsız ülke olsaydık...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları