Nazizm… Kemalizm… Rabiaizm… (1)

31 Ocak 2017 Salı

1918… Alman ve Osmanlı imparatorları, 1. Dünya Savaşı’nı kaybettiler. İmparator 2. Vilhelm tahtı bıraktı. İhtilal sonrasında Cumhuriyet kuruldu.
6. Mehmet Vahdeddin tahtı bırakmadı.
1919… Yunanlar (15 Mayıs’ta) İzmir’i işgal ettiler. Mustafa Kemal (19 Mayıs) Samsun’a çıktı. “Milli Mücadele’nin başlayacağının ilk habercisi” olan “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağı” sözlerini içeren Amasya Genelgesi’ni (22 Haziran) yayımladı.
Bir taraftan askeri yapılanma, bir taraftan halkın yönetime katılmasının ilk adımlarını attı. Her ilden “seçilecek” üç temsilcinin Erzurum’a gönderilmesini istedi. “Seçilmiş” temsilcilerle (23 Temmuz) Erzurum Kongresi’ni ve ardından (4 Eylül) Sivas Kongresi’ni topladı.
“Kuvay-i Milliye’nin” tek kuvvet olarak tanınmasının ve ulusal iradenin egemen kılınmasının temel olduğu vurgulandı.
1920… Adolf Hitler “Alman İşçi Partisi’ne” üye oldu. Partinin 25 maddelik programı açıklandı. Adı “Milliyetçi Sosyalist Alman İşçi Partisi” olarak değiştirildi. Bu örgütlenmeye rakipleri “Nazizm”, Türk Dil Kurumu “Hitlercilik” adını taktılar.
Mustafa Kemal, başkent ilan ettiği Ankara’da, (23 Nisan) “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi ile “Büyük Millet Meclisi’ni” açtı.
1921… Hitler partinin başına geçti. Parti üyeleri de asker üniforması giyerek Hitler’in ordusuymuş gibi davranmaya başladılar. Hitler, Alman işçi sınıfını “milliyetçi sosyalizm” söylemleri ile etki altına alıp seçim arifelerinde büyük destek sağladı.
Yunanlara karşı 1. ve 2. İnönü ile Sakarya savaşları kazanıldı. Mustafa Kemal’e “mareşal” unvanı ve “Gazi” adı verildi.
1922… “Büyük Taarruz”, Kurtuluş Savaşı’nın (26- 30 Ağustos) son aşamasıdır. (9 Eylül) İzmir Yunan işgalinden kurtarıldı.
1923… Lozan Antlaşması (24 Temmuz) imzalandı. (29 Ekim) Cumhuriyet ilan edildi.
1930… Yabancılarca “Kemalizm” kavramının kullanılmasına başlandı.
1932… Cumhurbaşkanlığı seçiminde Hitler, en güçlü rakibi Paul von Hindenburg ile ikinci tura kaldı. İkinci turda Hitler yenildi ve Hindenburg Cumhurbaşkanı oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yapılan genel seçimde ise Hitler’in partisi Mecliste en çok sandalyeyi kazandı. Hükümet kurmak için koalisyon gerekiyordu. Hindenburg, koalisyon hükümetini kurması için Hitler’i başbakan atadı. Ancak koalisyon kurulmayınca Hitler, Alman Ulusal Partisi’nin desteği ile ülkeyi yeniden genel seçim sürecine soktu.
Almanya’da o tarihlerde Meclisin toplandığı Reichstag’ta çıkan büyük yangın, Hitler’e diktatörlük kapısını araladı. Yangının Hitler’in partisince çıkartıldığı iddia edildi. Hitler, Hindenburg’a imzalattığı bir çeşit OHAL kararnamesi ile vatandaşların çeşitli kişisel ve siyasal haklarını kısıtladı. Ardından Hitler’in partisi ve Alman Ulusal Partisi dışındaki tüm partilerin seçim çalışmaları durduruldu.
Hitler’in partisi, bu koşullarda yüzde 44 oy ile tek başına iktidar oldu, ama salt çoğunluğu elde edemedi. Daha çok yetki isteyen Hitler’e diktatörlük yolu açıldı.
1933… Hitler, Meclisten “geçici” yetkiler istedi. Hitler’e ve hükümetine “Meclisin salt çoğunluğunun onayına gerek görmeden yasa yapma yetkisi” istedi! Bu istemin kabulü için Meclisin üçte birinin “evet” demesi gerekiyordu.
Oylamanın yapılacağı gün Hitler’in polisi Meclisi kuşattı. Bazı toplumsal demokrat milletvekilleri Meclise sokulmadı. Seçimlerden önce 81 Komünist milletvekili de gözaltına alındı!
1934… Kadının “vatandaş” sayılmasına bile karşı çıkan milletvekillerinin neredeyse çoğunlukta olduğu bir Meclis’te, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın içinde yoğrulan Türk kadınının ileri toplumlardaki gibi hak sahibi kılmak için ilk adımları attı.
Türk kadını (5 Aralık) seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Demokrasinin beşiği Fransa ve İsviçre gibi ülkelerde kadınlar henüz bu haktan yoksundular…
(Devam edecek…)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları