Yanlışlar birbirini izler, işler çığırından çıkar ve ipin ucu elden kaçarsa akla gelen ilk çözüm(!) yayın yasağı koymak olur.
Demokrat Parti (DP) son döneminde Tahkikat Encümeni’ne verdiği yetkilerle yasaklama yolunu tutmuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi de olağanüstü halden yararlanarak yürürlüğe soktuğu kanun hükmünde kararnamelerle sorunlarını çözmeye(!) çalışıyor.

***

24 Ocak’ta Uğur Mumcu’yu, 31 Ocak’ta Muammer Aksoy’u, 1 Şubat’ta da Abdi İpekçi’yi andık. Üçünü de karanlık güç tetikçilerinin bombalı, silahlı saldırılarına kurban vermiştik. Onlar aramızdan ayrıldıkları ile, bizlerse ellerimiz böğrümüzde kalakaldık.
Bugünün yasakları, anbean yaşandığı için biliniyor denebilir.
Bugün sizleri 57 yıl önceye götürmek istiyorum.
Hukukun üstünlüğünün yerini güçlünün üstünlüğüne bıraktığı süreçte konulan bir yayın yasağını anımsatacağım. Belgeyi, yer darlığı nedeniyle yazıya dökeceğim. Aslını ise becerebilirsem Twitter’dan aktaracağım.
İşte belgenin içeriği.

***

İstanbul Valiliği’ne
1-7468 sayılı kanuna (Tahkikat encümenine görev ve yetki veren yasa. O. E.) muhalif şekilde Serik kazasında siyasi mahiyette toplantı yapmak, resim çektirmekten maznunlar (şüpheliler) Muammer Aksoy ve 18 arkadaşı hakkında yapılmakta olan hazırlık tahkikatının selametle intacı (eksiksiz sonuçlandırılması) bakımından tahkikatla ilgili her türlü neşriyatın, haber, resim, röportaj, fotoğraf ve yazıların, karikatürün men’ine (yasaklanmasına) Antalya Sulh Ceza Mahkemesi’nin 15.5.1960 gün ve bila sayılı (sayısız) kararı ile karar verilmiştir.
Antalya Valisi
Hadi İntepe
Son Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü’ne
Antalya Valiliği’nin 15.5.1960 gün EM. Ş.
I. 1384 sayılı tel yazıları örneği aynen yukarıya çıkarılmıştır. Gereğini rica ederim 15.5.1960 Emniyet Nöbetçi Müdürü Arif Tunca

***

Geçmişte de fotoğraf çektirmenin bile suç sayıldığı bir süreçten geçmişiz.
57 yıl sonraki “ileri demokrasi” döneminde Tahkikat Encümeni’nin kullandığı yetkilerle donatılmış bir Bakanlar Kurulumuz var.
Bir arpa boyu olsun yol alamamışız.