Maç öncelerinde sık sık saygı duruşu yapılır ama son günlerde Suriye’de arka arkaya kaybettiğimiz Mehmetçiklerimiz hatırlanmadı dün akşam. Üzüldüm...
Ve en son geçen pazar akşamı Vodafone Arena’da Beşiktaş’ın bir büyük rakibinin nasıl ilk 10 dakikada 7 faul yaptığını, rakibi alanında beklemeye dayalı anti-futbol oynadığını görmüştük.
Beşiktaş’ın dün akşamki rakibi ise küçük bir şehrin küçük bütçeli takımı KDÇ Karabükspor’du. Karabük genç teknik direktörleri Igor Tudor önderliğinde, değişken çağdaş futbolu deneyen bir takım. Mesela top rakipteyken orta alanın ortasındaki oyuncu stoperlerin arasına giriyor, ilerde ise çift santrafor rakip stoperlere baskı yapıyordu dün. 3-5-2’nin yeni versiyonu…
Beşiktaş’ta tabii ki Tosic yoktu; Karabük’te de Traore. Şenol Güneş ise tribünde.
Maç beklendiği şekilde pozisyonlu başladı. Her iki takım da hiç oyalanmadan hedefe gitmek istiyordu. İlk 20 dakikada Siyah-Beyazlılar daha hâkimdi topa ve oyuna. Daha sonra Karabük de oyunu dengeledi. Talisca sahada olunca Kartal’ın orta alanı zayıflıyordu çünkü. Yine de sürekli gol girişimleri oldu ama final pasları eksikti.
2. yarı gol girişimlerini gole çevirebilen Beşiktaş değil ev sahibi oldu. Bu durumda Beşiktaş orta alana acilen Tolgay’ı almalıydı. Aldı da ama Oğuzhan’ın yerine. Yani yine orta sahada boşluk olacaktı. Bu da Kartal’ın şuursuzca saldırmasının nedeniydi zaten. Q7’nin hedefsiz ortaları kaleci çalıştırdı sadece. Bu konuda rekor kırmıştır sanırım. Talisca’nın da ne yaptığı belli değildi. Sonuçta Talisca ve Quaresma’ya teslim olan Beşiktaş organize atak geliştiremeyince 2. golü de yedi son anda skoru 2-1 yapsa da mağlubiyetten kurtulamadı.