Yanımızda siz varsınız

12 Şubat 2017 Pazar

Görüşmenize geldiğim günden bu yana iki ayı aşkın bir zaman geçti... Mektubuma o anlardan başlamak istiyorum... Siz Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının haksız bir şekilde gözaltına alınması ve tutuklanması Türkiye’de hukuksuzluğun tavan yaptığı yeni bir örnektir. Bizlere ve kamuoyuna bir kez daha “Bu kadarı da olamaz!” dedirtti...

Hapishane yolunda, sizlerle görüşmeden önce kabaran öfkemi teskin etmeye çalıştım. Kendi kendime şöyle dedim: Zulmün ve zorbalığın iktidar, haksızlık ve hukuksuzluğun kol gezdiği yerde olmayacak, şaşacak ne var? Gözaltına alınmak, tutuklanıp demir parmaklıklar arkasına hapsedilmek için böylesi dönemlerde suç işlemiş olmak gerekmiyor. İnsanlığa inancını yitirmemişsen, namusunla doğrudan, halktan yana düşünüyor, görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyorsan hapishaneler ikinci adresin olacaktır... Yüreklerimiz hep acı içerisinde oldu, acıyla kavruldu... Bizler zulmün ve zalimin karşısında mağdur değiliz. İyi, güzel ve haklılığın meşalesini taşıdığımız için aynı zamanda ve esas olarak muhatabıyız. Bize saldırmalarında şaşacak, garipseyecek bir durum yok. Acılar, özlemler, işkenceler başkasına, örneğin yalakalarına düşecek değil. Tabii ki bizlere düşecek...

Ne söylediysem söz geçiremedim yüreğime... Ben; emek, işçi sınıfı ve sendikal mücadelenin içerisinden geliyorum. Ömrüm direnişlerde, miting alanlarında, grevlerde geçti. Ama yine de ziyaretinize gelirken metin davranmakta zorlandım.

Sizlerin, Cumhuriyet gazetesi emekçilerinin tutuklanmasını hukuki gerekçelerle açıklayabilmek imkânsız... Oturup masa başında asparagas haber yazıp çizmediniz. İşinizi yaparken, birilerine şantaj, karalama, kirletme ya da yıpratma gibi etik olmayan bir amacınız da yoktu. Çalıştığınız kurumun, Cumhuriyet gazetesinin tarafsızlığını dostları şöyle dursun, düşmanları tartışamaz. Bağımsız, tarafsız ve adaletlidir. İktidardakilere yandaşlık ve yalakalık yapmaz. Yalan yazmaz. Korkuyla gerçeği sansürlemez...

Menfaat ve çıkar sağlamak için kraldan fazla kralcı gözükerek, yandaşlık, yalakalıkta yarışarak, yalanlarla gündem oluşturmanın moda haline dönüştüğü bir ortamda Cumhuriyet gazetesi ve siz değerli çalışanları basının onuru ve namusu oldunuz...

Haksız tutukluluğunuz devam ediyor... Hukuki bir neden hâlâ gösterilemiyor... Onurlu duruşunuzun, baskılara karşı geri adım atmamanızın bedelidir bu.

Sizleri farklı kılan sayısız örnek var. Hangi birini anlatayım… Gezi olaylarının yaşandığı günlerde, Erdoğan’ın keyfi ve baskıcı tutumuna isyan eden gençliği karalamadınız... “Belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bantlar bulunan 80-100 kişilik bir grup, bebeğiyle birlikte durakta bekleyen bir kadını dövdüler” diye yazmadınız. “Yetmedi, üzerine çişlerini yaptılar” diye eklemediniz. Kabataş yalanını yazsaydınız, bugün yaşadıklarınızın hiçbirini yaşamazdınız…

İktidarın ısmarlama haberlerini yazmadığınız gibi işlediği suçları bir bir deşifre edip kamuoyuna duyurdunuz... 17-25 Aralık yolsuzluğunu, hırsızlığını yazdınız. Suriye’ye insani yardım adı altında giden TIR’larda silah yakalandığını haber yaptınız.

Erdoğan’ın muhtarlara anlattığı masalları -ama iki konuşması arasındaki çelişkiyi görmezden gelerek- yazsaydınız ödül bile alırdınız.

Hapishane, tutukluluk sizlerin tercihidir...

Tutuklanma gerekçesine kargalar güler. Ama gülemiyoruz… Çünkü saçmalıklar diziye dönüştü. Hangi birine gülelim?..

Biz kazanacağız!

Koşullar zor ve ağır... Baskı terör sarmalı içerisinde halk çaresizdir. Ama yine de kazanacağımıza olan sarsılmaz inancımı belirtmeliyim. Çünkü, Erdoğan’ın elinde milyonlar harcayarak tuttuğu propaganda araçları varken bizim yanımızda hapiste olmayı göze alarak gerçeği sonuna kadar savunan ve savunacak olan sizler varsınız...

Kısa zamanda özgür koşullarda görüşmek, buluşmak dileklerimle...

***

(Sevgili Hakan Kara, ziyarete geldiğimde görüşme listemde senin de ismin vardı. Ama ben seni İzmir bürodan beri Hakan Kara olarak biliyordum. Senin ismini “Hakan Karasinir” olarak bilmediğim ve listeme bu şekilde almadığım için idareden rica etmeme rağmen beni seninle görüştürmediler. En kısa zamanda dışarıda görüşmek üzere...)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları