Nazizm… Kemalizm… Rabiaizm… (6)

07 Mart 2017 Salı

1938… Leipzig Üniversitesi’nde sosyoloji bölümünü kuran Prof. Dr. Hans Freyer, “Nazizm” nedeniyle Almanya’dan ayrılıp 1944’e kadar Budapeşte’de Alman Enstitüsü’nün başına geçti.
Prof. Freyer, kilise öğretisinin yalnızca İncil’e dayanmasını isteyen, Katoliklik karşıtı Martin Luther’in (1483- 1546) kurduğu, Protestanlık mezhebi bağlantılı reformcu bir teolog olmak istemişti. Sosyolojide karar kılınca Leipzig Üniversitesi’nde bu bölümü kurdu. Anımsanacağı üzere Papa, “Roma’da Şeytanın Kurduğu Papalığa Karşı” kitabı olan Luther’i aforoz etmişti.
9 Nisan 1957… Ankara ve İstanbul üniversitelerinde ordinaryüs profesör olarak 3 yıl ders veren Freyer, Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Fikir Kulübü’nde yaptığı “Demokrasi ve Kitle” konuşmasında söylediği şu sözler günümüz olaylarına da ışık tutuyor:
“İktidarlar seçimle başa geçmiş olsalar bile, kendisini denetlemekle görevli muhalefet partilerinin çalışmalarını sınırlandırdıkları takdirde, o ülkede demokrasi vardır denilemez!
Uygun koşullarda iktidara geçen partiler, daha sonra kendisini o mevkie yükselten merdiveni yıkar ve başka partilerin de aynı merdivenden yararlanmalarını olanaksız kılarsa, o ülkede demokrasinin gerçekleşmesinin bir süre için kesintiye uğramasına sebep olurlar.”
Freyer’in, biri SBF ve biri de İlahiyat Fakültesi’nce yayımlanmış beş kitabı Türkçeye çevrilmiştir.

***

1953… Bahriye Üçok, AÜ İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın öğretim üyesi ve “İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar” adlı çalışmasıyla doçent oldu. Kuranıkerim’e bağlı kalarak İslam dinini çağdaş, gerçekçi ve dinin özünde bulunan hoşgörüyle yorumladı. Tehditler üzerine akademik çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.
1971’de “kontenjan senatörü” seçildi. 1977’de CHP’ye katıldı. 1983’te Ordu milletvekili oldu. 1988’de TV’de bir açık oturumda, “İslam’da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığını” söyleyince, yeniden tehditler aldı.
6 Ekim 1990... Ankara’da evine gönderilen bir kargo paketindeki bomba patlayınca öldü. Cumhuriyet gazetesine, “İslami Hareket” adına telefon eden kişi “tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden” cezalandırıldığını söyledi.

***

Benzer olayları anımsayalım…
Abdi İpekçi (1 Şubat 1979), Çetin Emeç (7 Mart 1990), Turan Dursun (4 Eylül 1990), Muammer Aksoy (31 Ocak 1990), Uğur Mumcu (24 Ocak 1993), Ahmet Taner Kışlalı (21 Ekim 1999), Necip Hablemitoğlu (18 Aralık 2002) öldürüldüler.
İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca, Türkiye’nin en iyi korunan cezaevlerinden Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırıldı. Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu, olayı ayrıntılı araştırdı.
13 Mayıs 1981… Ağca, Roma’da Papa 2. Jean Paul’a suikast düzenledi. İtalyan Savcı, Ağca’nın 128 kez aldığı ifadesindeki çelişkiler nedeniyle Roma’ya davet ettiği konunun uzmanı Mumcu’dan yardım istedi.
27 Aralık 1983… Mumcu, Ağca ile cezaevinde görüştü.
22 Mart 1986… Ağca ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

***

24 Ocak 1993… Mumcu, Karlı Sokak’taki evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması sonucu öldürüldü. Suikastı; “İslami Hareket”, “İBDA-C”, “Hizbullah” gibi örgütler üstlendi.
O tarihte Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni idim. SBF’den sınıf arkadaşım olan MİT Müsteşarı, Büyükelçi Sönmez Köksal ile görüştüm. Köksal, suikastın İran’ın Kum kentinde eğitilen İslami kökenli Türk teröristlerince işlendiğine ilişkin veriler olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanlığı da, sınıf arkadaşım olan, Müsteşar Yardımcısı Rıza Akdemir’i olayı incelemesi amacı ile Kum kentine gönderdi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yayımlanmış kitapları da bulunan Akdemir, İran’dan döndükten sonra Mumcu suikastı dosyası kapatıldı.
29 Nisan 1960… Akdemir, SBF olaylarında sınıf arkadaşlarım Hikmet Çetin, Yalçın Küçük ve beni Adnan Menderes’in “Tahkikat Komisyonu’na” ihbar ederek “gıyabımızda tutuklama kararı” çıkmasına neden olmuştu! (Devam edecek)
Düzeltme: Geçen salı günkü yazımda Hikmet Çetin’in soyadı, resim altında her nasılsa Yıldız olarak çıkmış! Düzeltir Çetin’den ve okurlarımızdan özür dileriz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları