Konser bitti ama müzik bitmedi

15 Mart 2017 Çarşamba

Hani konserler vardır, bittikten sonra müzik uzun bir süre kulaklarınızda kalır! İşte öyle bir konser dinledik geçen hafta. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Gürer Aykal yönetimindeki konserde doruklara tırmanmıştı. Bir konseri en içten değerlendirenler salondaki dinleyicilerdir. Onların konser sonundaki coşkusu ve övgülerini duymak kıvanç vericiydi. Orkestra için oldukça zor bir programdı: Önce Hasan Uçarsu’nun piyano ve viyola için “Bir Aşk Destanı” başlığını taşıyan ikili konçertosunun ilk seslendirisi yapıldı. Konserin solistleri dünyaca ünlü piyanistimiz Özgür Aydın ve Berlin Filarmoni’nin birinci viyolacısı olan eşi Naoko Shimizu idi. Her ikisi de son derece deneyimli olan solistlerin kusursuz birlikteliği ve enerjileri harikaydı.

Yerel temalar, aksak ritimler...
Bu devasa yapıtı Aykal’ın batonu altında canla başla seslendiren BİFO üyeleri, yapıtın bütününde, çalgı topluluklarının tek soluk halindeki icrasını sergilediler. Şefin topluluğa verdiği güvenin yanı sıra, solistlerin virtüöziteleri Hasan Uçarsu’nun rengârenk yapıtını bir yağlıboya tablo gibi dokudu. Yapıtında büyük orkestranın her grubunu incelikle işleyen Uçarsu, kendi içinde adeta bir oda müziği işlevi gören viyola/ piyano ikilisini, topluluğa karşı olduğu kadar toplulukla kaynaştıran bir ivme yaratmıştı. Yerel temalar, aksak ritimler, Anadolu renkleri, ama uluslararası bir dil kullanışı çok etkileyiciydi. Hiç zorlanmadan yazılmış, akıcı, albenisi yüksek bir eserdi. Dünyanın her köşesinde kabul göreceğine inanıyorum ve yolu açık olsun diyorum.
İkinci yarıdaki Çaykovski’nin 5.Senfonisinde, orkestranın motivasyonu çok yüksekti. Hiç bilinmeyen bir eseri sunmak da, çok bilinen bir eseri icra etmek de zordur. 5.Senfonide lirik olduğu kadar dramatik bir atmosfer yaratıldı. İkinci bölümün başındaki kornonun görkemli solosu için Cem Akçora’yı kutlamalıyız. BİFO bu konserde yıllanmış büyük orkestra aileleri gibiydi. Dinleyen herkes yüzünde bir tebessümle salondan ayrıldı. Aykal’ın son yıllarda giderek mutlaka her konserinde bir Türk yapıtı çaldırtması, çağdaş Türk müziğine zenginlik katıyor; icranın kayda alınması da değerli bir belge oluyor. Aykal, hem bestecileri yüreklendiriyor, hem yorumculara öğretiyor, hem de çağdaş Türk müziğine önyargılı olan dinleyiciyi de bu konuda eğitmiş oluyor. Kuşkum yok ki, bu konseri çağdaş müziğimizin büyük öncüsü Ahmed Adnan Saygun da dinlese çok beğenirdi. Zor beğenme özelliğine karşın, biri eski, diğeri daha yeni, iki ayrı kuşaktan öğrencisini sanırım o da coşkuyla alkışlardı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları