Diktacı tutum ve demokrasi

11 Nisan 2017 Salı

Sevgili okurlarım, dün Hacettepe Üniversitesi’nde, değerli bir bilim insanının anısına düzenlenen bir toplantıda konuştum:
Aziz dostum Prof. Selâhattin Ertürk, yalnız bir felsefeci değil, aynı zamanda bir eğitimci ve bir dilciydi.
Türkiye’nin bir “Tek Adam Anayasası” yaparak bütün sorunlarından kurtulacağı yanılsamasıyla bir Referanduma götürüldüğü bu bunalımlı günlerde yine sevgili dostumun “Diktacı Tutum ve Demokrasi” adlı enfes kitabını anlattım bu konuşmamda.

***

Ertürk, gerçek Demokrasinin ancak ortak akılla ve “planlı denemecilik” yöntemi ile gelişeceğini düşünür:
“Demokrasiye, kendi kendini etkili bir biçimde düzeltme özelliği kazandıran, planlı denemecilik yöntemidir. Kendimizi ‘deneme yanılma’nın getireceği sonuçların lütfuna bırakırsak, katı tutuculuğun inadına teslim edersek, ya da modern sihirli değnek edebiyatına kaptırıp ihtilâlci el atmalara fırsat ve meydan verirsek, gelebilecek değişmeler, ya doyurucu olmaz, ya da öldürücü olabilir” diyor.

***

Kitabında demokrasi kavramını, demokrasinin rakipleri ve düşmanları ile karşılaştırmalı olarak ele alıyor.
Çok anlamlı bir “Giriş” bölümünden sonra şu mukayeseli irdelemeler var:
“Direnen Tehlike: Dogmatizm.
Demokraside Bunalımlar ve Diktacı Yönelimler.
Diktacı Tutum ve Tanrı Buyruğu.
Diktacı Tutum ve Gelenek.
Diktacı Tutum ve Sezgi.
Diktacı Tutum ve Akıl.
Diktacı Tutum ve Bilim.
Diktacı Tutum ve Felsefe.
Diktacı Tutum ve Mutlakçılık.
Diktacı Tutum ve ‘Otorite’.
Diktacı Tutum ve İnsan.”
Ertürk bu karşılaştırmalı irdelemelerden sonra “Ortaklaşa Düşünme ve Demokrasi” adlı son bölümde, toplumdaki sorunlarımızın çözümünün demokratik yöntem olan “Planlı Denemecilikte” yattığını şu dört başlık altında belirtiyor:
“Hâlâ Demokrasi.
Daha İyi Demokrasi.
Yaşayış ve Düşünme.
Demokrasinin Seviyesi.”

***

Ertürk’ün kitabının “demokrasi” ve “kahramanlıkla” (kurtarıcılıkla. E.K.) ilgili son cümlesini buraya alıntılamak istiyorum…
Çünkü bu sözlerinde, “gerçek kahramanlığın” ışıltılı bir karizmada değil, planlı denemeciliğin mütevazı yönteminde yattığını vurguluyor:
Demokrasimizdeki gelişme hızının bizim öğrenme hızımızı kat kat aşamayacağını kavramış ve algılamış olarak bu mecburculuğa (planlı denemeciliğe. E.K.) boyun eğmenin hakiki kahramanlık olduğunu bilelim.”
Bu enfes yapıtın bir baskısını da, 1993 yılında Kültür Bakanlığı “Demokrasi Klasiklerinin” birinci kitabı olarak yaptırmış olmakla övünüyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları