Lider mi? Örgüt mü?

08 Mayıs 2017 Pazartesi

Referandumu HAYIR kazandı. Bilinen oran yüzde 57’dir. Sonuç çalındı. Herkes biliyor.
Bu başarıyı bir lider mi kazandı? Elbette hayır.
Tam tersine bir lidere karşı toplumdaki “kendiliğinden örgütlenen insanlar” kazandı.
Ortak Yaşam Örgütlenmesi.
Bu başarı bir lidere karşı kazanılmıştır.
Kaybeden lider, kendi kesiminin mutlak reisi olan Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bunu en iyi bilen de odur.
AKP artık bir parti değildir. Bir liderin boyun eğen figürleridir, o kadar.
Şimdi CHP de bir lider partisi olmaya mı çalışıyor?
Bir lider tartışmasıdır gidiyor.
Öyleyse önce lider olgusunu anlayalım.

***

Öncelikle lider olarak Recep Tayyip Erdoğan kimdir?
Otoriter, itiraz kabul etmeyen, kendi bildiğini okuyan, zekâsını kurnazlıkla kullanan, her fırsattan yararlanmasını bilen, risk alan, gözü pek bir liderlik anlayışına sahiptir.
Başarıya ulaşmak için her şeyi göze alır. Kırar, döker, vurur, yıkar, asla bilançoya bakmaz.
Sonuç istediği gibi olmazsa taktik değiştirir, ekip değiştirir ama kendi gücünü mutlak olarak korur.
Demokratik lider olmadığı gibi, iyi bir lider de kabul edilemez. Çünkü ulaştığı noktada verdiği hasar çok büyüktür ve yarattığı durum her tehlikeye açıktır.
Bugün Türkiye onun liderliğiyle çok büyük zararlara uğramıştır ve her tehlikeye açık duruma gelmiştir.
Böyle bir lider istememeniz gerekir.
Deniz Baykal ancak klik lideri olmuştur. Bir partiye de bir ülkeye de lider olma niteliği yoktur.
Kemal Kılıçdaroğlu ise “Yönetici” olabilir ama lider değildir.
Liderin temel özellikleri olan, kitlesini “umutlandırıcı”, “heyecanlandırıcı”, “güçlendirici” olma özellikleri sayın Kılıçdaroğlu’nda yoktur.
CHP’de lider özellikleri olan insanlar vardır. Bunlar ortaya çıkar, mücadele eder ve yerini bulur.
Uzun yıllar liderlik yapmış birisi olarak bilirim ki;
lider izin istemez.
Lider ortaya çıkar, kendini ortaya koyar, hayatını yapacaklarına adar ve kazanır.
Öyle kapı ağzı fısıldaşmalarıyla, ayak oyunlarıyla, dirsek teması ile lider olunmaz.
Ama lider mi önemlidir, örgüt mü?
CHP öncelikle buna karar vermelidir.
ÖRGÜT tarihin her aşamasında liderden çok daha önemli olmuştur.
Başarının gücü her zaman “toplumdan gelen ÖRGÜT”ün gücü olmuştur.
Mustafa Kemal en büyük örnektir.
Onun örgütü başlangıçta halk değildi, silahlı kuvvetleri idi.
Mustafa Kemal muzaffer bir komutandı.
Gücünü de ordudan alıyordu.
Ama o hiçbir zaman silahlı kuvvetlerine dayanmadı.
Her zaman bütün kararlarını Bütük Millet Meclisi ile beraber aldı.
Zaman zaman zorlandı. Ama Meclis’ten hiç vazgeçmedi.
Meclis’i, yargıyı ayak bağı görmedi.
Masasında kendisine karşı çıkan Reşit Galip’i Maarif Vekili yapmıştır.
Atatürk gücünü silahlı kuvvetlerden değil, halkının Meclisi’nden almıştır.
Büyük derstir.
Kazanacak olan halkın örgütlenmesidir.
İşte, referandum böyle kazanılmıştır.
O, çalınan halkın büyük zaferi.
Bunu asla kabul etmeyeceğiz.
Halkın kabul etmediğini hiç kimse zorla kabul ettiremez.
CHP içinde 2019 yılına Başkan adayı aramak bugünü kabul etmektir.
Deniz Baykal’ı kınıyorum. Hedef saptırma yanlışını yapıyor. Her kritik anda yaptıkları kalıcı hatalarıdır.
Şimdi bir muhalefet partisine düşen “kendiliğinden örgütlenen toplum”a akıllıca önderlik yapabilmektir.
Gezi olayı bundan yoksun kaldığı için politik alana yansımayan bir güç olarak kaldı.
Referandumun HAYIR’ı çok değerli bir kazanımdır.
Şimdi görev, bu kazanımı sürekli başarıya dönüştürmektir.
Görev herkesindir.
Partili partisiz, geleceği düşünen herkes kendini görevli saymalıdır.
Anahtar sözcükler şunlardır:
Ben Dün Ne Yaptım?
Ben Bugün Ne Yapabilirim?
Ben Yarın Ne Yapmalıyım?
Her gün ya kazanılan ya kaybedilen bir gündür.
Ortak yaşamı örgütlemeliyiz.
Dürüst insan.
Temiz toplum.
Uygar yaşam.
Kim böyle yaşamak istiyorsa benzerleri ile bir araya gelmelidir.
2019 çok uzak bir hedeftir.
Yakın hedef “yarın”dır.
Bugün, 8 Mayıs 2017 mi?
Yakın hedef, 9 Mayıs 2017’dir.
Bugün ne yaptıysan dostum.
Yarın seni o karşılayacaktır.
Unutma.
Lider arayıp zaman da kaybetme.
Kendi liderin kendin ol.
Bu hayat senin hayatın.
Ülken senden bu görevi bekliyor.
Onu bunu eleştirme, harekete geç.
Bugün. Şimdi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları