Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tarımımız AB masasında, korumasız
Tarım, medyada okuyucusu fazla olan bir alan olmadı hiç. Yaşamı sürdürebilmenin temeli gıda olmasına rağmen böyle. Medya bu hale gelmeden önce de tarıma ilgi azdı. Bugüne has değil yani.
Fakat ben yine de sizden istirham edeyim, bugünkü yazının başlığına bakıp olay mahallinden hemen uzaklaşmayın.
Çünkü iktidarın zeytinlik alanları “yatırım tesisi” cilasıyla, iştahları hiç bitmeyen şirketlere açma girişimine, geniş anlamda ülkemiz tarımını bitirecek bir başka gelişme eşlik ediyor.
***
Şu sıra AB ile yeniden masaya oturma hazırlıkları yapılıyor malum. (Bizler de karşılıklı ekonomik ve siyasi çıkarlar dayattığında, ağır insan hakkı ihlallerinin Avrupa değerleri bakımından nasıl ağırlık ve öncelik kaybına uğradığını ibretle seyreder haldeyiz.)
“Masaya oturma” işi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB Komisyonu Başkanı Junker ve Konsey Başkanı Dusk ile temaslarının ardından netleşti.
Takvimin önceliği, Gümrük Birliği güncellemesinde. 13 Haziran’da teknik heyetler buluşacak. Gözden geçirilecek Gümrük Birliği anlaşması, Türkiye açısından radikal değişiklikler getirecek.
AB ülkelerinde üretilen tarımsal ürünlerin, ülkemize serbestçe girip satılabilmesi bunların başında geliyor. Şu anda 3. ülkelerle yapılan ticarette sanayi ürünlerinde koruma uygulanmıyor. Ancak önümüzdeki salı başlayacak Gümrük Birliği toplantılarında tarım ve hizmetler sektöründe gümrük duvarlarının inmesi söz konusu. Bu da korumanın kalkması demek.
***
Aslında tarım ürünlerinde gümrük tavizi bugün ortaya çıkmış bir konu değil. Gümrük Birliği anlaşmasında güncellemenin nasıl yapılacağı önceden kararlaştırıldı. Yani tarım ve hizmetler sektöründeki tavizler önceden biliniyordu.
Gelin görün ki, AB’de tarım sektörü yüksek destekler alırken, bizdeki tarım sektörü, zaten yüksek girdi maliyetleriyle üretim yapıyor. Hatırlayalım lütfen, ne zaman bir çiftçiye kulak verilse, mikrofon uzatılsa, mazot ve gübre parasından söz eder. Dahası, geçen yıl sonu TL’nin değer kaybı girdi maliyetlerini daha da artırdı.
Dolayısıyla bu güncelleme, AB’den gelecek tarım ürünlerinin ülkemize vergisiz girmesi, Türk çiftçisinin rekabette zorlanması anlamına geliyor.
Buna bir de 2017 tarımsal desteklerinin hâlâ açıklanmamış oluşunu ekleyebilirsiniz. Her yıl haziranın ilk haftası gelinceye kadar, hükümet pek çok tarım ürününde vereceği, parasal destekleri ilan etmiş olurdu. (Bu gecikmeye bütçe açığındaki artışın yol açtığı belirtiliyor.)
AB ülkelerinde üretim yapan çiftçiler kadar destek görmeyen Türk çiftçilerinin bu kadar köklü bir değişime hazırlıksız itilmesi, ekonomik anlamda da toplumsal anlamda da tahrip edicidir. Tarım ürünlerinde gümrüklerin kalkması, ekonomiye öngörülenden büyük darbe vurabilir.
Bir yandan haftaya başlayacak Gümrük Birliği müzakereleri, tarım korumasının kaldırılması, temel gıdaların ithalatçı ülkesi olmaya koşma hali diğer yandan kanun marifetiyle zeytinlik alanları madenlere açıp zeytinciliği öldürme hamlesi.
İnsanın kendi ülkesine, topraklarına, doğasına, insanına bu kadar zarar verecek uygulamalar içinde girmesini akıl, havsala gerçekten almıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da zincirleme kaza
- En yüksek faizi hangi banka veriyor?
- AKP'de toplu istifa!
- ‘Sinirden kanepe örtülerini dişlemeye başladım’
- Barcelona'dan Arda Güler'e büyük övgü!
- Uçum'dan bu kez '50+1' ayarı
- Yıllar sonra gelen itiraf: 'Onlar varsa oynamam dedim'
- Kuryeden ‘görev tamam’ pozu!
- 'Milliyet farkı' adı altında fazladan ücret alındı
- Vergide 'amansız' sıfırlamalar...