Hikmet Çetinkaya

Enis Berberoğlu...

18 Haziran 2017 Pazar

Sabah erken uyandım...
Gazetelerin sayfalarında gezinmeye başladım.
CHP lideri Kemal Kılıçdaoğlu’nun “Adalet Yürüyüşü” haberi birkaç gazetenin dışında yoktu.
İktidar gazeteleri görmezden gelmişti...
Enis Berberoğlu tutukluluğunun üçüncü günündeydi.
Köşe yazılarına baktım...
Deniz Zeyrek’in Hürriyet’te “Sır ve casusluk açısından Berberoğlu kararı” başlıklı yazısı dikkatimi çekti.
Deniz Zeyrek “sır ve gizlilik” açısından durum değerlendirmesi yaparken şöyle diyordu:
“Davaya konu olan gelişmeler, 1 Ocak’ta Hatay Kırıkhan’da, 19 Ocak’ta Adana Seyhan’da yaşandı. Savcının talimatıyla hareket eden kolluk kuvvetleri, Suriye’ye giden TIR’lara operasyon yaptı. TIR’larda görevli yetkililer darp edildi. TIR’lara el konuldu.”
Meslektaşım Zeyrek sonrasında gelişmelerin neler olduğunu yazmış:
24 Ocak 2014: Olayın fotoğrafları ve detayları bazı gazetelerde yayımlandı.
24 Haziran 2014: Görüntüler, YouTube gibi video kanallarında yayımlandı.
5 Nisan 2015: TIR’ları durduran muvazzaf 34 asker için gözaltı kararı verildi.
8 Mayıs 2015: Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Adana Cumhuriyet Başsavcısı, eski İl Jandarma Komutanı’yla üç savcıyı tutukladı.
12 Mayıs 2015: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya dönüşü Türkmenlere insani yardım götürüldüğünü açıkladı.
18 Mayıs 2015: AK Parti Siirt Milletvekili Yasin Aktay “O silahlar Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu” dedi.

***

Cumhuriyet gazetesi 29 Mayıs 2015’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” başlıklı haberini yayımladı.
5 Haziran 2015: Ahmet Davutoğlu, Kahramanmaraş’ta “Allah şahit, vallahi diyerek söylüyorum. O TIR’lar Bayır- Bucak Türkmenlerine gidiyordu, engellediler” dedi.
Aynı gün o dönem MHP’de olan daha sonra AK Parti’ye katılarak Başbakan Yardımcılığı’na getirilen Tuğrul Türkeş “Vallahi de billahi de Bayır-Bucak Türkmenlerine gitmiyordu” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet bu haberi olaydan 18 ay sonra vermişti...
Haberin içindeki bilgilerin, belgelerin çoğu görsel medyada yayımlanmıştı...
Ortada sır ve casusluk açısından bir şey yoktu...
Bilinen bir olaydı...
Enis Berberoğlu bu yüzden tutuklanmıştı...
Delilsiz ve belgesiz casusluk olayı olabilir mi?
Oluyor işte...
Kılıçdaroğlu bu yüzden Ankara’dan İstanbul’a yürüyor elinde “Adalet” yazılı pankartla.
Enis Berberoğlu’nun tutuklanması mahkemenin verdiği bir karar. Elbet yorumu hukukçular yapacak.
Yorumu ne olursa olsun bu karar Türkiye’nin başını çok ağrıtacağa benziyor.
Umarım Yargıtay bu kararı bozar...
Türk dilinin, özgür düşüncenin simgesi Nâzım Hikmet “devleti yıkmak, yerine komünist devleti kurmayı istemekle” suçlanıp vatan haini ilan edilmemiş miydi?
Necip Fazıl Kısakürek, dünün iktidarları tarafından laik rejimi yıkmak istemek suçuyla zindana atılmamış mıydı?
Onlar bugün kahraman...

***

27 Şubat 2007’de İlhan Selçuk soruyor köşesinde:
“Faşizm nedir?
Dinci devlet nedir?
Bu ikisi arasındaki zamanlamayı saptamakta yarar var:
Dinci devlet Ortaçağ’dır...
Faşist devlet ise -komünizmi yeğleyen devlet modeli gibi- 20. yüzyılın ürünüdür.
İnsanlık dinci devlet modelini aşmak için sanayileşmeyi beklemek zorunda kalmıştır. İki toplumsal sınıf (sanayi burjuvası ve proletarya) ortaya çıkmış, ‘Aydınlanma Devrimi’yle ışıyan kafalarda laikliğe ve demokrasiye dayalı yeni devlet modeli türemiştir.
Faşizm İtalya’da 1922’de gündeme girdi, sermaye diktasıdır, tek parti egemenliğidir. Almanya’da, İspanya’da emekçi sınıfın siyaset özgürlüğünü yok eden benzeri rejimler kuruldu.
Aydınlanma Devrimi’ni yaşamış kıtada faşizm gelgeç bir düzenin adıdır.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları