Selçuk Erez

Her dediği çıkmayan falcı

24 Ağustos 2017 Perşembe

Bu ülkenin vatandaşı olmak kolay değil. Eskiden de güçtü ama bu yerlerde yaşamak artık her babayiğidin harcı değil.
Bir zamanlar işler giriftleştikçe bilenlere danışır, çareler arardık. Şimdi bilenler azaldı, bilmediği halde “bilirim” diyenler televizyonlarda söyleşiyorlar; gerçekten bilenlerin bir bölümü içerde, bir bölümü de korkudan konuşmuyor. Biz de artık falcılara danışıyoruz.
Falcılar boldu ama bir tanesinin şöhreti, tümünü geçti, sınırlarımızı aştı, artık Suriye’de, Almanya’da, Hollanda’da hatta Rusya’da bile tanınıyor.
Her şeyi ona sorar olduk.
-Ne olacak?
-Herkesin maaşına zam yapılacak, kira öder gibi ev alacaksınız, hastaneler bedava, eğitim beleş olacak.
-Bir sonraki olimpiyatları bize verecekler mi?
-Yüzde yüz!
Öyle olmadı; olimpiyatlar başka ülkelerde yapıldı. Öngörüsü konusunda şüpheye düşer gibi olup birbirimize sorduk:
-Neden olmadı?
-Bizi kıskanıyorlarmış da onun için...
-Oğlum üniversite bitirdi, iki senedir iş bulamıyor.
Falcı, fincanın dibindeki telve kümelerine promptere bakar gibi bakıyor:
-Hanesinde iki balık çıktı; geleceği aydınlık. Bak bak şurada bir de kız var, arabalı, zengin. Çocuk onunla evlenip refaha erecek, üç çocuk yapacaklar.
Eskiden söyledikleri genellikle çıkardı ya da bize öyle gelirdi ama zamanla doğruluk oranı giderek azaldı. Mahallesinde o üzülmesin diye “Doğruu… Maşallah nasıl da bildi” diyen var ama özel görüşmelerde onlar bile “Formdan düştü” diyorlar.
Son zamanlarda “Ne söylese tersi çıkıyor” diyenler adamakıllı çoğaldı. “Her dediği saçma” diyen bile var.
Elâlem artık ona değil, Taksim’deki kahvelere, Gürcü Bacı’ya, Ortaköylü Nevval’a, Şebnur’a, suya ip atıp olacağı söyleyenlere gidiyor. Sordukları da genellikle “Para sıkıntısı nasıl bitecek”, “Başka bir ülkeye mi gitsem acaba” gibi şeyler:
-Falında adaya benzeyen bir şey var.
-Heybeli mi, Kınalı mı?
-Hayır daha büyük bir ada. Oraya gidecek, iş bulup çalışacaksın.
-Kanada olmasın?
-Evet, tam orası!
Dinleyenin ağzı kulaklarında:
-Ağzına sağlık Şebnur Hanım!Bir başkası soruyor:
-Ne zaman kurtulacağız?
Bu soruyla her gün birkaç kez karşılaşan falcılar, süreyi ne kadar kısa olarak tanımlasalar
o kadar çok popüler olacaklarını kısa zamanda kavradılar, “İki zaman içinde” diyen “Üç zamanda” diyenden daha çok daha prim yapıyor. Biri çıkıp “Bir ay sonra” dese akılların, havsalaların alamayacağı reytingi yapar, bir yıl boyunca doğacak çocuklara adını verirler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları