... Şaşırma, Sabrımızı Taşırma!

14 Haziran 2014 Cumartesi

Türkiye güçlü devlet adamları tarafından yönetilen büyük bir ülke; bölgesinin tek efendisi, lideri! Dokuz yıl sonra dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girmeye aday böyle bir ülkenin küresel ölçekte kıskançlık oklarına hedef olmasından daha doğal ne olabilir ki?
Dolayısıyla çeşitli güçler ülkemiz üzerindeki menfur emellerinin gerçekleştirilebilirliğini ölçmek için zaman zaman en alçakça yollara, yöntemlere başvuruyorlar.

***

Reyhanlı’da bombalar patlıyor, Cilvegözü’nde arabalar havaya uçuruluyor, onlarca insanımız can veriyor; Lübnan’da pilotlarımız kaçırılıyor, dış temsilciliklerimize saldırılar düzenleniyor. Kuzey Kasırgası Tugayı, El Kaide, El Nusra derken şimdi sıra Irak-Şam İslam Devleti’nde; bu İslami cinayet şebekesi Musul’daki başkonsolosluğumuzu basıyor, 49 kişiyi rehin alıyor, daha önce 31 kamyon şoförümüzü rehin almış.
Allah’tan başımızda Recep Tayyip Erdoğan gibi siyasal-strateji bilgesi bir başbakan, Ahmet Davutoğlu gibi bir diplomasi yıldızı var. Yıldız, esip gürlüyor! “Kimse Türkiye’nin gücünü sınamaya kalkışmasın” diyor. Sınamaya kalkışmayan kalmamış bu arada. Ne var ki önemli olan sonuç değil, iş yapıyor görünmek. Yıldız, işte bunu mükemmel başarıyor. O, ikide bir “Arkadaş şaşırma, sabrımızı taşırma” diye diye menfur emel sahibi örgütlerin kafalarına sabrımızın hiçbir zaman ve hiçbir durumda taşmayacağını sokmuş. Bu yüzden böyle rahat hareket ediyor bu cinayet şebekeleri.

***

Biliyorum, son rehine olayları, üzerinde ironi yapılamayacak ölçüde vahim ve ciddi bir durum.
Fakat karşımızda kafası öylesine taşlaşmış bir iktidar var ki insan ne söyleyeceğini, nereden başlayacağını bilemiyor.
Türkiye’nin dış politikası duvara öyle bir toslamış ki siyasal bir enkaza dönüşmüş. Komşularla sıfır sorun demiş, toslamış; Arap Baharı demiş, toslamış; Esad’ın altı aylık ömrü kaldı demiş, toslamış; Irak’ın bölünmesine izin vermeyeceğiz demiş, toslamış… Ortadoğu’da o pek özendiği Müslüman Kardeşler’in köküne başta Mısır olmak üzere kibrit suyu ekilmiş. Salt Esad, Saddam karşıtı oldukları için desteklediği köktendinci terör örgütlerinin silahları şimdi kendisine çevrilmiş.
Türkiye’nin güneydoğu sınırları eleğe dönmüş, yayılmış kimdir, necidir, ne düşünür, ne yapar bilemediğimiz bir milyonu aşkın Suriyeli ülkemizin dört bir yanında kol geziyor.
Tam bir rezalet!

***

Ortak dileğimiz IŞİD’in elinde tutsak bulunan 80 yurttaşımızın bir an önce sağ salim yurda dönmesidir.
Rezaletin hesabı ondan sonra sorulacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları