Voltaire Ödülü Turhan Günay’a

02 Ekim 2017 Pazartesi

“Kendi ülkesinde yaptığı onurlu iş yüzünden cezalandırılan bir insanın dünya tarafından aynı nedenle ödüllendirilmesi gerçekten de paha biçilmez bir durum” diye konuştu Elif, Elif Günay, babası Turhan Günay’a verilen ödülü alırken. Bizim gazetenin terör örgütüne yardım ettikleri gerekçesiyle yargılanan yazarlarına, yöneticilerine, çalışanlarına yurtdışına çıkış yasağı var. Turhan da bu nedenle kendisine verilen Voltaire Ödülü’nü almaya gidemedi. Cumhuriyet gazetesi çalışanları ile terör örgütüne yardım etmek suçlamasının nasıl yan yana gelebildiğini kimse anlamasa, gülünç bulsa da durum bu. Daha önce Alternatif Nobel olarak bilinen ödülü almaya da gazetemizin imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç gidememişti.
Uluslararası Yayıncılar Birliği Voltaire Ödülü bu yıl Turhan Günay ve kapatılan Evrensel Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Cavit Nacitarhan’a verildi. Turhan Günay’ın kızı Elif Günay yüzlerce yayıncının katıldığı törende ödülü babası adına alırken kısa bir konuşma yaptı. Söyledikleri önemlidir. Kısaca şöyleydi: “Kendi ülkesinde sadece yaptığı iş yüzünden cezalandırılan bir insanın dünya tarafından aynı sebeple ödüllendirilmesi gerçekten de paha biçilemez bir şey. Babam adına, Uluslararası Yayıncılar Birliği’ne, verilen mücadeleyi ödüllendirdikleri ve Türkiye’deki duruma dikkat çektikleri için teşekkür ederim.”
Ödül töreni ile ilgili haberi basılı gazetede ve internet sitesinde daha geniş okudunuz ya da okuyabilirsiniz. Voltaire Ödülü önemli bir ödüldür ve arkadaşım, dostum Turhan Günay’ın ve Evrensel Yayınları yöneticisi Cavit Nacitarhan’ın bu ödülü almış olmaları mutluluk vericidir. Kutluyorum.

‘Prix’ ne demek?
Ama ben ne yazık ki bu arada görevimi de yerine getirmek zorundayım. Bu önemli ödülün haberini yapan, sayfaya yerleştiren arkadaşlarıma hatırlatmam gerekiyor. “Prix” Fransızca kökenli pek çok dilde yaklaşık yazılış ve okunuşu ile “ödül” demektir. Yani “Prix Voltaire ödülü” olmaz. Kısacası bu önemli ödülü haberleştirirken kurduğunuz ilk cümle; “2017 Uluslararası Yayıncılar Birliği Prix Voltaire ödülü İsveç- Göteborg’da yapılan bir törenle verildi” ne yazık ki Cumhuriyet gazetesine yakışmamıştır.

Tutuklu gazetecilerin sağlığı
Cumhuriyet gazetesi yazar, yönetici ve çalışanlarının tutukluluğu sürüyor. Dört arkadaşımız hâlâ kanıtsız, delilsiz Silivri tutukevinde. İktidar partisinin tutuklu gazetecileri gazeteci saymama demagojisi ise tüm dünyayı güldürmeye devam ediyor. Gazetecilerin sorunlarıyla yakından ilgilenen CHP milletvekillerinden Barış Yarkadaş, “Eylül Ayı Basına Yönelik Baskılar Raporu”nu açıkladı. Düşünceyi ifade özgürlüğünün yok edildiğine dikkat çeken Yarkadaş, eylülde dört gazetecinin gözaltına alındığı, ikisinin tutuklandığını belirtti.
Yarkadaş’ın açıkladığı verilere göre ceza ve tutukevlerinde 181 gazeteci bulunuyor ve gazeteciler çeşitli hastalıklarla karşı karşıya. CHP’li Yarkadaş, gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları gerektiğini, hasta olan tutuklu gazetecilerin tedavisi için de harekete geçilmesi gerektiğini savundu. Yarkadaş, bağımsız hekimlerin düzenleyeceği raporların tabip odalarınca ele alınmasını, hasta tutuklu gazetecilerin ivedilikle ve tutukevleri dışında tedavi olmalarının sağlanmasını önerdi.

KISA KISA
Türkçe güzel bir dildir...
Doğru kullanılırsa. “Turizm destinasyonu” diye yazılmış (ne demekse) 27-9 arka sayfa (7 yılın en iyisi) haberi. “RTÜK’ün Dışişleri yetkilileri ile şifai olarak” ibaresi. 28 -9 sayfa 7 (“6 ay bekliyen yaptırım” başlığı altındaki haber. Herhalde şifahi olmalı. “Griniç’e göre”, 28- 9 sayfa 4, Danıştay saati geri aldı başlığı altındaki haberde. Yabancı sözcükleri, adları nasıl yazacağımıza bir karar versek artık. Saygılar... İhsan Gökçen

Sudoku molası
37 yaşında bir Cumhuriyet okuruyum ve babadan kalma bir alışkanlıktır Cumhuriyet ekmekten önce girer evimize. Benim ricam lütfen her gün bir tane dahi olsa sudoku bulmacası yayımlamanız. Gazetemiz 52 dakika ile okunma süresi en uzun gazete konumunda; bir oturuşta değil de kitap gibi bütün gün parça parça gazetenin sayfalarında gezinenler için iyi bir dinlenme molası olacaktır. Teşekkürler. İzzet Acar

Nesnellik çağrısı
Sayın Yetkili, Spor (pardon futbol) sayfanızı açtığımda, kim/kimler hazırlıyorsa, (1.10.2017) buram buram öznellik tütüyordu... Belli ki GS’liymiş(ler) (Ya da Fenerli ya da BJK’li, ne fark eder!)... “82. dakikada Karabükspor’un kazandığı penaltı değilmiş”! Kime göre? Tabii ki GS’lilere göre! Tek bir Karabüksporlunun görüşü yok; çünkü Karabükspor diye bir takım yok onların gözünde! Öyle ya konu mankeniydi ya da tribündekilerin her kılıç darbesinde “oley” çektikleri, “mutlaka ölmesi gereken” birer boğaydı Karabüksporlular! Oysa Karabükspor açısından verilen/verilmeyen iki pozisyon da penaltıydı. Taraftarı olmadığım halde bana göre de iki pozisyon penaltıydı. Saygılarımla. Ali Rıza Keskin  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları