Bağış Erten

Başkan da olsan

04 Ekim 2017 Çarşamba

Ülkenin en tepesindeki insan çıksa bir konuşmada dese ki, “Sporda ben buna karşıyım. Bunu yapanları spor dünyasında istemiyorum.” Hatta daha da ileri gitse ve “Böyle hırt heriflere cezayı kesecek birileri yok mu?” diye meydan okusa ne olur sizce? Sözün tükürüğü kurumadan buyruk yerine mi getirilir? Yoksa “Bu nasıl üslup, bu nasıl söz, hangi yetki ve sıfatla konuşuyorsun” diye çıkışılır mı?
Konuyu açalım. Dersimiz milli değerler ve protesto. Mikrofonlarımız ABD’de. Geçen hafta zirvesine çıkan olaylar şöyle vuku buldu. Colin Kaepernick adlı Amerikan futbolcusu geçen sezon milli marş sırasında ülkedeki ayrımcılık kaynaklı devlet şiddetini protesto amacıyla diz çöktü. Bunun için hiçbir cezai işlem görmedi, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildi. Ama epey tepki gördü. Hatta sezon sonunda Kaepernick’i kimse transfer etmedi, boşta kaldı. Bu şunun gibi bir şey. Bilal Kısa bir şeyleri protesto ediyor ve 29 yaşında kimse onu transfer etmiyor. (Gerçi bu tavır da ayrımcılık olarak itham edildi ve konu oldu da, şimdilik geçelim.) Olaylar böyle durulabilecekken ABD başkanı Donald Trump durmadı. Sezon başında bu olayı yeniden gündeme getirip felaket bir konuşma yaptı, oyuncuya küfretti ve başkanları böyle oyuncuları kapının önüne koymaya davet etti. İşte olaylar tam da burada koptu. Artık herkes tepki gösteriyordu ve hedef oyuncu değil, başkandı. Protestolar çığ gibi büyüdü. Daha önce oyuncunun tavrını benimseyen ve onu gizlice cezalandıran başkanlar/patronlar bu sefer “Bize ne yapacağımızı bildiremezsin” diye protestocularla saf tuttular. Trump’a tepki gösterenler sadece Amerikan futbolu kamuoyu değildi. Halihazırda dünyanın en büyük üç basketbolcusundan biri olan Steph Curry her sene şampiyon takımın davet edildiği Beyaz Saray resepsiyonuna gitmeyeceğini açıklamıştı.Trump o ‘korkunç’ konuşmasında çocuk gibi “O zaman ben de sizi çağırmıyorum” deyince film hepten koptu.

‘Bölünerek değil’
Tekrarlıyorum, bu protestoya katılanlar sadece sporcular değildi. Başkanlar da (daha doğrusu kulüp patronları da), Kulüpler Birliği yöneticileri de onlarla dayanışma gösterdi. Hangi patronlar? Bir bölümü Trumpçı, onun seçim kampanyasına milyonlarca dolar bağışta bulunan para babaları. Yetmedi lig komiseri (yani federasyon başkanına tekabül ediyor) Roger Goodell de devreye girdi ve “böyle saçmalık olmaz” dedi. Ki NBA’deki meslektaşı Adam Silver’a göre o bayağı ‘devlet adabı’ bilen ve iş dünyasının çıkarlarını hep önde tutan birisiymiş.
Bu aşamada olayları yorumlatmak için mikrofonlarımızı dünyanın en çok kazanan sporcularından biri olan Lebron James’e uzatalım. Çünkü “Yok artık Lebron” dedirtip başkana ‘serseri’ dedi kendisi. Ve takımı Cleveland’ın medya gününde mealen şunları söyledi: “Bu herif ülkeyi ayırmaya, bölmeye çalışarak başkan oldu. Şimdi sporu kullanıyor. Bunu durdurmak için elimden geleni yapacağım. Burası özgürlükler ülkesi. Problemlerimiz olabilir. Ama bölünerek değil, bir arada kalarak üstesinden geliriz. Evet ‘serseri’ dedim. Çünkü oturduğu koltuğun değerini bilmiyor. Bu ülkeyi halk yönetiyor, tek bir insan değil. Sözümün arkasındayım.”
İyi de basın ne yaptı bu konuda? İki tarafın sözlerini mi verdi sadece? Penguen belgeseline mi geçti? Tabii ki hayır! Nefis bir konu bulmanın hevesiyle müthiş yazılar, müthiş röportajlar yaptılar. Dünyanın en saygın gazetelerinde öyle zehir zemberek yazılar/haberler çıktı ki Trump hakkında, aklınız durur. Onlardan birinden, belki de birincisinden, New Yorker genel yayın yönetmeni David Remnick’in yazısından makaslayarak bitirelim: “Neredeyse her gün ve hiç beklenmedik konularla Donald Trump ülkeyi bölecek ve demoralize edecek yollar buluyor. Onun konuşmaları ‘havlayan köpek’ gibi değil artık. Irkçılığın dik âlâsı! Bu artık resmen bir kültür savaşı ve Trump bir çirkinlik abidesi. Lebron ona serseri demiş. Değil mi?”
Gelelim, kıssadan hisseye. Şimdi bu olayı Türkiye’ye adapte etsek kim, hangi rolde olurdu sizce? Yok, devamını getirmeyeyim. Bu noktada otosansür moduna geçebiliriz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları