AKP’de direniş

22 Ekim 2017 Pazar

Hem Cumhurbaşkanı hem de AKP Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın istifa et çağrısı yaptığı kişilerden biri olan Bursa’nın AKP’li Belediye Başkanı Recep Altepe’nin Bosna Hersek dönüşü Atatürk Havalimanı’nda yaptığı “Görevimizin başındayız” açıklaması, Reis’e direniş olarak algılandı. Daha önce, İstanbul, Düzce ve Niğde belediye başkanları Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına uyarak istifa etmişlerdi. Görevlerini bırakmaları istenen Ankara, Bursa ve Balıkesir belediye başkanlarının ne yapacakları ise merak konusuydu.
Bunlar arasında özellikle, en fazla tepki çekmiş kişi olan Melih Gökçek’in üzerinde yoğunlaşmıştı dikkatler.
Başta Melih Gökçek direnir diyenler ağırlıkta olmasına karşın, çeşitli kanallardan Ankara kulislerine sızan haberler, 23 yıldır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yürütmekte olan Gökçek’in, Tayyip Bey’e direnmeyeceği yönündeydi.
Altepe’nin direnişi, Gökçek ve Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur’u etkileyip aynı yola yöneltir mi, bilmiyoruz, bekleyip göreceğiz.
Cumhurbaşkanı’nın dillendirdiği istifa çağrısının nedeni, söz konusu kişilerin başarısız olarak partinin imajını olumsuz etkilemeleri ve 2019 seçimlerinde AKP’nin oy kaybına yol açacak olmaları.

***

Dilerseniz olaya her beş Türk’ten birinin yaşadığı, megapol İstanbul örneğinden bakalım.
Son yıllarda yağma ve talan saldırılarına daha yoğun biçimde maruz kalıp bir kâbus diyarına dönüşen İstanbul’un Belediye Başkanı Kadir Topbaş için başarılı diyecek kimse bulmak imkânsızdır. Yine İstanbul’da yapılacak herhangi bir seçimde AKP’nin oy kaybetmekte olduğunu kimse yadsıyamaz.
Ama bütün bu gerçeklere karşın bu durumun baş sorumlusunun istifa çağrısına uyarak, tıpış tıpış giden Kadir Topbaş olduğunu söylemek mümkün değildir.
Çünkü Kadir Topbaş hiçbir zaman İstanbul’un gerçek belediye başkanı olmadı.
O, her zaman Tayyip Erdoğan’ın güdümünde, Tayyip Bey’in isteklerini, tasavvurlarını, emirlerini yerine getirdi.
Evet Topbaş’ı, göstermelik bir başkan olduğu için eleştirmek ve ayıplamak mümkündür. Ama onu AKP’nin buradaki oy zafiyetinin nedeni olarak göstermeye çalışmak yanlıştır.
Yıllardır, İstanbul konusunda gerçek karar makamı ve dolayısıyla İstanbul’un durumunun gerçek sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır.
“Kupon araziler konusunda bana sormadan hareket etmeyin!” diyen de, 3. köprünün kararını verdiği gibi helikoptere atlayıp havadan yerini tespit eden de, eşsiz tarihi İstanbul’u ebediyen yitirmemize yol açacak, çılgın proje “Kanal İstanbul”u ortaya çıkaran ve tüm uyarılara karşın hayata geçirmekte direnen de yine Tayyip Erdoğandır, Kadir Topbaş değil. İki de bir uçağa atlayıp gelen ve gerektiğinde her konuda İstanbul’a el koyan Tayyip Bey varken Kadir Topbaş da kim olmaktadır ki?...

***

Bu gerçek bütün ülke için geçerlidir.
CIA katkılı bir Amerikan - Türk ortak yapımı olan AKP’nin parlak dönemlerinin başarılarının şerefi, Tayyip Erdoğan’a aittir.
AKP’nin 16 yıllık tarihi boyunca hep öyle olmuş, başarılar hep haklı olarak, Tayyip Bey’in hanesine yazılmış, bu zaman süresince parti içinde ona uzaktan yakından rakip olacak, büyük gücünü dengeleyebilecek bir tek isim bile çıkamamıştır.
Bu bakımdan da İstanbul’da, Ankara’da olduğu gibi, bütün Türkiye’de adaletin durumundan dış politikanın çıkmazlarına, ekonominin kırılganlığına kadar her alanda başarının da, dolayısıyla başarısızlığın da sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır.
Bütün tek adam rejimlerinin ortak özelliği olan bu durumun doğal sonucu da, etkili herhangi bir değişikliğin odağının da bizzat, hâkimi mutlak olan, tek adam olmasıdır.
Ama biat kültürünün egemen olduğu tek adam rejimlerinde “hâkimi mutlak”ı değiştirebilecek herhangi bir güç oluşabilir mi?
Sorun belediye başkanları veya başkalarında değil, buradadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları