‘Hepimiz FETÖ’yüz!’

28 Kasım 2017 Salı

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde gazetelerde, cesetleri Yunanistan’ın Midilli Adası sahiline vurmuş beş kişilik bir ailenin öyküsü vardı. Baba fizik öğretmeni Hüseyin Maden, anne anasınıfı öğretmeni Nur Maden, FETÖ soruşturmasından işten çıkarılmışlar ve mal varlıklarına da el konmuş, böylelikle hep birlikte beyaz ölüme mahkûm olmuşlar. Çareyi de çocuklar Nadire, Bahar ve Feridun Maden ile birlikte, ailecek Yunanistan’a kaçmakta bulmuşlar, kaçarken de boğulmuşlardı.
Olay neresinden bakılırsa bakılsın trajiktir.
Hüseyin ve Nur Maden’in Fethullah Gülen ile ilişkilerinin ne olduğunu, haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı için bilmiyorum.
Bildiğim bir şey varsa o da dünkü Cumhuriyet’in manşetinde de belirtildiği gibi, OHAL sonrasında on binlerce kamu görevlisinin FETÖ bahanesiyle işten atıldıkları, büyük bölümü solcu sendikalara üye, FETÖ ile alakası bulunmayan bu kişilere her türlü yargı yolunun kapatıldığı, tek umutları olan OHAL Komisyonu’nun da elindeki on binlerce dosyaya bakmak üzere toplanamadığından, hiçbir işe yaramadığıdır.
Cumhuriyet’in dünkü manşetinde sözü edilen, OHAL döneminin KHK yoluyla tasfiyelerinin dökümü şöyle: Atılan kamu görevlisi, 124 bin.
Atılan subay ve astsubay, 7 bin 200. Atılan öğretmen, 60 bin 532. Uzaklaştırılan öğretim üyesi, 4 bin 93. Görevden alınan hâkim ve savcı, 4 bin 238.
Cumhuriyet’in dünkü manşetinde belirtildiği gibi bunların çoğunun FETÖ ile ilgisi olmadığı biliniyor.

***

Bu arada, Fethullah Gülen ile yakın ilişkileri bilinenler muteber kişiler olarak, ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar ve hatta baş köşelere kurulup, oturuyorlardı.
Durum kimilerine olağan geliyordu. Nitekim Bülent Arınç Ne var bunda” dercesine açıklama yapıyordu:
- 80 milyonluk Türkiye’de 80 kişi hariç herkes Fethullah Gülen’e sempati ile bakıyordu.
Arınç’ın açıklaması avami deyişiyle şöyleydi:
- Hepimiz Fethullahçıyız abi, ne var ki bunda?
Sonra gelen tepkiler üzerine Arınç durumu şöyle tevil etmeye çalışıyordu:
- Kesretten kinaye yaptım, anlamadılar.
On binlerce kişi FETÖ’cülük iddiası ile soruşturulur, KHK ile işinden atılır, mal varlığına el konulurken, öte yandan şöyle garip olaylar da oluyordu:
Kayseri’de görülmekte olan FETÖ davasında Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak isteyen Nurettin Okandan, 2012’de kimi diğer AKP mensuplarıyla Pensilvania’da çektirilmiş bir fotoğrafı mahkemeye sunuyordu.
Şu anda Fethullah Gülen’in yanında çalışan Mahmut Yeter’in sol başta bulunduğu ziyaret fotoğrafının göbeğinde, o sırada Belediye Başkanı olan şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki yer alıyordu.
Bakan Bey, olayın ardından yaptığı açıklamada “fotoğrafın New York’ta çekildiğini Pensilvania’ya gitmediğini” söylemekle yetiniyordu. Resimde boy gösterenlerin biri tutuklu (Hamdi Kanay) üçü firari (Sıtkı Baş, İlhan Miraboğlu Ali Ezinç) iken Hüseyin Beyhan, Oktay Durukan belediyedeki, Bakan Mehmet Özhaseki de Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak hükümetteki görevini sürdürüyor. Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak üzere söz konusu fotoğrafı ibraz eden tutuklu Nurettin Okandan ise o duruşmada tahliye ediliyordu.

***

Bu arada Polis Akademisi’nce düzenlenen “Yeni Nesil Terör Örgütü FETÖ’ün Analizi” başlıklı çalıştayın sonuç raporunda “FETÖ’ye yönelik operasyonlarda itirafçı olanların gerçekte hiçbir kritik bilgi vermedikleri ve konuyu magazinel boyuta çektikleri” hususu belirtiliyordu.
Her yer FETÖ diye toz duman, on binler, yüz binler FETÖ’cülük suçlamasıyla süründürülüyor, içeri tıkılıyor, malından canından oluyor, buna karşılık kimileri de “en ziyade müsaadeye mazhar Fethullahçılar” olarak “Ne var bunda abi?” diye geziyor.
FETÖ’nün alt edilmesini canı gönülden isteyen koca bir toplum da bu görüntü karşısında şaşkın, aklına mukayyet olmaya çabalıyor...
İşte manzarayı umumiye bu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları