Galatasaray’ın 150. yılı

03 Aralık 2017 Pazar

Bugün, Galatasaray Lisesi’nin mezunları, okul binasında bir kez daha bir araya gelerek, geleneksel pilava kaşık atacaklar.
Türkiye’nin halen varlığını sürdüren en eski kuruluşlarından olan Galatasaray’ın, yine ülkenin en eski kurumlarından olan (kuruluşu 1909) Galatasaraylılar Derneği’nin önayak olduğu pilav günü uygulaması da 1934’e kadar uzanıyor. Son yıllarda her haziranın ilk pazarı yapılan, Derneğin düzenlediği pilava, bir de 1981 yılında kurulmuş olan Galatasaray Eğitim Vakfı’nın düzenlediği ve aralığın ilk pazarı yapılan kış pilavı eklendi.
Bugünkü kış pilavının ana konusu ise Galatasaray’ın 150. yıl etkinlikleri. 2018’de Galatasaray’ın 150. yılı dolayısıyla camianın çeşitli kuruluşlarının katılımıyla etkinlikler düzenlenecek.
Okulun ‘Gül Baba Efsanesi’yle zenginleştirilmiş kuruluş tarihinin 1481 yılına kadar uzandığını hatırlatan kimi Galatasaraylılar, “2018, 150 değil, 537. yaşımızdır” diye itirazlarında bir ölçüde haklı olabilirler, ama kabul etmek gerekir ki Galatasaray’a özelliğini kazandıran, yeni çağdaş, modernleşmeci eğitim kurumu olması 1868’de gerçekleşmiştir.

***

Türkiye’nin çağdaşlaşmasının tarihini yazanların hepsinin övgüyle söz ettiği Galatasaray az ve yanlış bilinir, yabancı okul sanılır.
Tarihin en başarılı modernleşme projelerinden biri olduğunu hemen herkesin kabul ettiği, tümüyle bu toplumun kurumu olan Galatasaray’ın kuruluşuna Papa IX. Pius’un oraya çocuğunu gönderecek aileleri afarozla tehdit edecek kadar büyük tepkisini çeken husus ise, Osmanlı İmparatorluğu içinde ilk kez Müslüman çocuklarıyla gayrimüslim çocuklarının bir arada eğitim görecek olmalarıydı.
Ama Galatasaray’ın kurucuları, karma eğitimde direnmişlerdir. Amaç, çeşitli din ve etnik kökenden unsurları birleştirecek bir Osmanlı bilinci yaratmaktı.
Çeşitli inançlardan çocukların birlikte eğitim görecekleri kurumun laik olduğunun altını çizmek, toplumumuzda ilk laik eğitim girişimlerinin 150 yıl önceye kadar gittiğini belirtmek açısından da önemlidir.

***

Hem Osmanlı, hem de Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin çağdaşlaşma hamlelerine büyük katkıda bulunmuş olan Galatasaray’ın ilk kurucuları, ona toplumu eğitmek misyonunu da yüklemişlerdi. Nitekim daha okulun eğitime ilk başladığı 1868’in aralık ayında ilk halka açık konferanslar Fransa’da Maden Fakültesi öğretim üyesi M. Beral ve Okul 2. Müdürü M. Levistal tarafından verilmişti.
Osmanlı zamanında yenilikçi ve çağdaşlaşmacı bir kurum olan Galatasaray’ın bu nitelikleri özümsemiş olan Cumhuriyet’in ilk döneminde de aynı çizgisini sürdürmesinde şaşılacak bir yön yoktur.
Bugün geleneksel pilavlarında bir araya gelecek olan Galatasaraylılar, bu özellikleriyle iftihar etmek hakkına sahiplerdir. Yalnız bunu yaparken, hepsi de gerçekten göğüs kabartacak başarılara imza atmış olan, Cumhuriyetin ilk dönemlerinin öbür milli eğitim kurumlarını görmezden gelirlerse yanlış yaparlar.
Bu yanlışa düşülmesini mazur gösterecek nedenler de vardır.
Türkiye’de eğitimin darbe üzerine darbe aldığı bir süreçte, durumun ayırdına varan Galatasaraylıların, başta İnan Kıraç olmak üzere kolları sıvayarak Eğitim Vakfı’nı kurmalarıyla, okullarını çökmekten kurtarıp, ona bir de üniversite kazandırırken gösterdikleri başarıyı ne yazık ki Cumhuriyetimizin ilk yıllarının öbür öncü kurumları yineleyememişler ve arada büyük bir fark oluşmuştur.
Bu farkı, ileridekini geriye çekerek değil, hepsini aynı ileri düzeye getirerek ortadan kaldırmak gerekir.
Bu durumda Galatasaray’ın 150. yılının sloganı ve hedefi de bence “daha çok Galatasaray’lar yaratmak” olmalıdır.
Ama bilmem bu amacı bu iktidar ve bu Milli Eğitim ne kadar benimserler?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları