Lozan’ı ne yapmalı?

10 Aralık 2017 Pazar

Cumhurbaşkanı’nın Yunanistan ziyaretinde Lozan’ın güncellenebileceğini dile getirmesi üzerine deneyimli diplomat ve siyasetçi Onur Öymen’in bu konudaki görüşlerini sordum. Öymen, “Yunanistan ile aramızdaki meseleler Lozan Antlaşması’nın eksiklerinden değil, Yunanistan’ın antlaşma hükümlerini ihlal etmesinden kaynaklanıyor” dedikten sonra sorunları şöyle sıraladı:
- Lozan’ın en önemli hükümlerinden biri adaların silahsızlandırılmasıdır. Oysa, Yunanistan birçok adaya askeri kuvvet konuşlandırmıştır.
- Antlaşmanın 16. maddesi herhangi bir ülkenin egemenliğine açıkça bırakılmamış olan adaların ve adacıkların geleceğinin ilgili ülkeler arasında görüşmelerle belirlenmesini öngörüyor. Oysa, Yunanistan kendisine bırakılmamış olan ve Türk kıyılarına yakın 18 adayı veya adacığı son yıllarda işgal etti ve orada tesisler kurdu. Maalesef, Türkiye bu fiili duruma gerekli tepkiyi göstermedi. Oysa Türkiye Kardak krizinde etkili bir diplomasi uygulayarak Yunanistan’ın yapmak istediği emrivakiye izin vermemişti.

***

Yunanistan ile önemli ihtilaflarımızdan biri Ege’deki kıta sahanlığıdır.
- Yunanistan 6 millik karasularının üzerinde 10 millik hava sahasına sahip olduğunu iddia ediyor. Bu yalnız Lozan’a değil, bütün uluslararası anlaşmalara ve uygulamalara aykırıdır. Buna da değinilmediği anlaşılıyor.
- Batı Trakya’daki Türklerin Lozan’dan kaynaklanan hakları büyük ölçüde ihlal ediliyor. Lozan Antlaşması’nın 37-44. maddeleri İstanbul’daki Rum azınlığının haklarını düzenliyor. 45. madde ise aynı hakların Batı Trakya’daki Türklere tanınacağından bahsediyor. Oysa, Batı Trakya’daki Türkler başta eğitim olmak üzere pek çok alanda engellemelerle karşılaşıyor. Türkiye’de eğitim gören öğretmenlerin büyük bir kısmına görev verilmiyor. Onların yerine Selanik’teki bir medresede yetersiz eğitim gören öğretmenler Türk çocuklarına eğitim vermekle görevlendiriliyor.
- Rodos ve İstanköy’de kapatılan Türk okullarının yeniden açılmasının gündeme getirildiğini de duymadık.
- Kısa bir süre öncesine kadar yürürlükte olan Yunan vatandaşlık yasasının 19. maddesi açıkça Türklere karşı ayrım yapıyor ve Helen asıllı olmayan ve uzun süre yurtdışında kalanların vatandaşlıktan çıkarılabileceğini öngörüyordu. Buna göre, 60 bin civarında Batı Trakya Türkü’nün vatandaşlıktan çıkarıldığı ifade ediliyor. Bu yasanın yürürlükten kaldırılmasına rağmen, bunların büyük çoğunluğu yeniden Yunan vatandaşlığına alınmamıştır.

***

- 1913 tarihli Atina Antlaşması’na göre, müftülerin Türkler tarafından seçilmesi, baş müftünün de müftülerin belirleyeceği üç aday arasından Yunan Kralı tarafından atanması öngörülüyordu. Lozan Antlaşması’nda, 1913 Atina Antlaşması’na atıfta bulunuluyor. Ayrıca Lozan’ın 40. maddesinde dini konularda azınlığın dinsel ya da sosyal kurumları yönetme ve denetleme hakkına sahip olacakları belirtiliyor. Oysa, Yunanistan bu hükümleri açıkça görmezden gelerek müftüleri bizzat atama yoluna gidiyor. Halkın seçtiği İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa görevini yapmakta ısrar edince tutuklandı, daha sonra da para cezasına çarptırıldı. AİHM onun açtığı davada Yunanistan’ı kusurlu bularak mahkûm etti. Buna rağmen, bugün de müftüler Yunan devleti tarafından atanıyor.
Etraflıca gündeme getirilen sadece bu konu olmuştur.
Değinilmeyen konulardan biri de toprak sorunudur.
- Lozan imzalandığı sırada Türkler Batı Trakya’daki toprakların yüzde 84’üne sahip bulunuyordu. O yıllarda yapılan nüfus sayımına göre, Batı Trakya’da 129.118 Türk, 33.904 Rum yaşıyordu. Bugün bu dengeler tamamen değişmiştir.
- Bu ve benzeri örnekler Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’na hukuki açıdan ve fiilen ihlal ettiğini ortaya koymaktadır. O nedenle, şimdi yapılması gereken Lozan’ın gözden geçirilmesi değil, Yunanistan’ın anlaşmaya uygulamasını sağlamaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları