Eleştiriler Yararlı mı?

08 Ocak 2018 Pazartesi

Okurumuz Abdullah Göllü uyarıcı ve övgü dolu iletisinde gazeteye yapılan eleştirilerle ilgili görüşlerini aktarıyor. Özetle, kimi ayrıntıya kaçan eleştirilerin başarıları gölgeleyebileceğine dikkat çekiyor ve şöyle diyor:
“Eleştiri her zaman gerçekleri ifade etmeyebilir. Zaman zaman köşenizde dikkatimi çeken küçük ayrıntılarda boğuluyor okurların bir kısmı. Gazetenin bitimsiz işlevini bir yana bırakarak.
Örneğin 01.01.2018 tarihli gazetenin birinci sayfasının işaret ettiği gerçekler, dolu dolu yakıcı bir gerçeklikle aktarılmakta. Yarının kuruluşunu anlatmakta ve özveriyle okurlarını uyardığı gibi, bilgilendirmektedir.
Sözcüklerle uğraşırken gazetenin işlevini yok saymak okuyucunun görevi olmamalı. Cumhuriyet gazetesi yol gösterici; laik, hukuktan yana ve direnirken etik davranmayı da ilke edinmiş, özverili insanların çıtayı yükselttiği abide yapıdır adı gibi. Önümüzdeki yıllarda da başarılarının devamını dilerim.”
Gerçekten de yapılan hatalara, dil yanlışlarına karşın Cumhuriyet gazetesi (araştırmalara göre, 1 gazeteyi 5 kişinin okuduğu varsayılarak) iki yüz bini aşkın okurunun, entelektüel dünyamızın, aydınlarımızın gazetesi olmayı sürdürüyor. Günlük gazete, internet sitesi ve benzeri az bulunur arşivi ile eşsiz bir başvuru, referans gazetesidir. Giderek daha doyurucu bir gazete haline geldiğini de söylemeliyim.
Ben gazetedeki hataların, yanlışların eleştirilmesini daha iyi bir gazete için doğru ve gerekli buluyorum. Bu yanlışlar çok küçük ya da ayrıntı gibi görünebilir, bazen gerçekten de öyledir ama genellikle bir tür iç eğitim yerine geçmekte, okur-gazete ilişkisini güçlendirmekte, arkadaşlarımız da aynı ya da benzer hataları yinelememeye özen göstermektedirler. Bu nedenle okurlarımızın eleştirilerini de övgülerini de gazeteye, yazıişlerine, editörlere ve bana iletmelerinden mutluluk duyuyoruz, duymaya devam edeceğiz.
Hak ediyorsa övgülerinizi, hatalı, kusurlu ise eleştirilerinizi Cumhuriyet gazetesinden, çalışanlarından esirgemeyiniz.

Dildeki bozulma daha derin bir bozulmanın habercisi
31 Aralık 2017 tarihli Cumhuriyet’in 3. sayfasında, DHA’ya dayandırılan “Kangallar Devriyede” adlı haberde, “yeni yıl” dolayısıyla İstanbul’da alınan güvenlik önlemlerinden söz edilerek, “Polisler; simitçi, çöpçü, ayakkabı boyacısı kılığında sokaklarda olacak”, denilmektedir. Kamu güvenliğini yakından ilgilendiren bir konuda, haberin veriliş biçimindeki özensizlik, “teröristler, hırsızlar, yankesiciler, tacizciler haberiniz olsun, bu akşam polisler, ‘simitçi, çöpçü, ayakkabı boyacısı’ kılığında olacaklarmış, aman dikkatli olun” gibi garip bir çağrışıma yol açıyor. Ayrıca, “Polisler; simitçi, çöpçü, ayakkabı boyacısı kılığında sokaklarda olacak” cümlesinde, özneden sonra “noktalı virgül” kullanılması da “postmodern Türkçe”nin bir gereği olsa gerek... Altmış yıl önce, “Önce Ekmekler Bozuldu” diye hayıflanıyordu Oktay Akbal. Şimdi, “dilin bozulması” sürecindeyiz. Örnekler ne kadar basitmiş gibi görünürse görünsün, dildeki bozulma zihinsel planda çok daha derinde bir bozulmaya işaret ediyor. Her şey “dil”le başladı, “dil”le bitecek görünüyor... Saygılarımla. Kemal Özmen

‘Arapça dili’ olmaz
Gazetemizin internet sitesinde yayımlanan “Trump hakkında flaş iddia: İranlı komutanın suikastına yeşil ışık yaktı” başlıklı yazıda “Arapça dilinde” tabiri kullanılmış. Türkçede -ce/- ca ekleri isimden isim yapan eklerden biridir. Bu ek ulus adlarına eklendiklerinde de dil ismi yaparlar. Bu yüzden ulus adlarına -ce/- ca eki eklendiğinde tekrar “dil” sözcüğünün kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur.
Bu yanlışla birkaç kere karşılaştığımdan dikkatinize sunmak istedim. Saygılar sunarım. Bilgehan Erdem

KISA KISA
Yabancı özel isimler nasıl yazılır?
Merhaba, köşenize gelen şikâyetlerin çoğuna ben de katılıyorum. Burada onları tekrarlamayacağım. Benim derdim daha çok, yabancı tarihi ve coğrafi vs. isimlerin yazılışında tutarlılığın bir türlü sağlanaması. İşte size rasgele üç örnek:
1. Bir haber yazısında DANUBE geçiyor, aynen aktarılmış. Çevirmenleriniz hiç mi bakmaz bu Danube neresidir diye? Bu ulusun belleğinde, türkülerinde yer etmiş Tuna Nehri’nin Türkiye’den başka bir yerde olamayacağını düşünüp, Danube’ün de Avrupa’da başka bir nehir olduğunu sandılar herhalde.
2. ARTNİVEAU: Çevirmenleri İngilizce mahvediyor (!) her şeyi İngilizce okuyup yazma yarışındalar. ARTNOUVEAU.
3. BRUGGE’Ü: Belçika’da Vallon bölgesindeki Bruge’ün Flamancası. Bruge demek daha doğru. Üstelik yine İngilizce okuyarak “i” de halini yanlış kullanmışlar. Brugge yazıldığı gibi okunur, dolayısıyla doğrusu Brugge’yi olacaktır.
Cumhuriyet gazetesinde, yabancı özel isimlerin yazılışını düzenleyen bir “kurallar bütünü” olmadığına inanmak istemiyorum. Saygılar... Aysel Bora

Carmen ilk kez değiştirilmedi
Ben opera ve klasik müzik severiyim. 4 Ocak tarihli gazetede yer alan bir haberinizdeki bir hatayı düzeltmenizi rica edeceğim.
Haberde Floransa Operası tarafından sahneye konulan Carmen’in, kadına yönelik şiddeti protesto etmek için sonunun değiştirildiği anlatılmaktadır. Haber, yorumun ilk kez yapıldığını Floransa Operası’ndan Paola Klun’un sözlerine dayandırmaktadır. Paola Klun, “Bildiğimiz kadarıyla ilk kez Carmen operasının sonu değiştirildi” diyor, siz de bu sözleri aktarıyorsunuz. Ancak doğru değildir.
2014 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sahneye rejisör Recep Ayyılmaz’ın koyduğu, şefliğini Rengim Gökmen’in yaptığı Carmen’in de sonu değiştirilmişti.
Dolayısıyla İtalyan- Floransa Opera House’ın yaptığı, dünyada bir ilk değildir. Keşke araştırma olanağınız olsaydı, haberiniz hem doğru bilgi aktarmış olur hem de zenginleşirdi. Teşekkürler. Aynur Öksüz    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları