Asabiyet

11 Eylül 2008 Perşembe

SÖZEşamar oğlanı”ndan giriyor Kemal Öncü ve sonra sözü bizimkine getiriyor:

“Eskiden sarayda şamar oğlanları varmış. Şehzadeler bir kabahat işlediklerinde, lalalar padişahın çocuğuna vuramayacağından, sarayda özel olarak bulundurulan yaşıt çocuklara yani şamar oğlanlarına vururlarmış. Delikanlı başbakanımız RTE belli ki ucu kendine dokunduğundan ‘Deniz Feneri Davası’na çok kızmış ama AB’nin lokomotiflerinden Almanya’nın savcısına, hukukuna şarlayamıyor, onun yerine Aydın Doğan’a yöneltiyor oklarını.

Sorun sadece ‘Deniz Feneri’ değil tabii ki. Başbakan’ın çekilen ‘diş’inin yeri daha kabuk bağlamadan, bir de Gaziantep Belediyesi’nde benzer bir marifet çıktı ortaya, Deniz Feneri de üzerine tuz biber ekti. Eski dosyalar zaten malum. Bir yandan da oruç. Sinir mi dayanır? Patladı tabii. Patladı da, bu haberleri ve elbette gündemdeki Deniz Feneri rezilliğini manşet ve haber yapan sadece Doğan medyası değil ki? Doğan medyası bir yazıyorsa, Cumhuriyet üç yazıyor. Cumhuriyet’in de Hilton’da payı mı var? Anlaşılan medyayı ele geçirme planında sıra Doğan Grubu’nu yemeye geldi.

Delikanlı Başbakan’ın kendisini suçlayan Alman savcıyı es geçip Aydın Doğan’a şarlamasının başka ne izahı olabilir ki? Alman savcının iddiasını Aydın Doğan’ın ispatlamasını isteyen ve “Eğer bunu ispat edemezseniz, ahlaki değer noktasında nasibini alamamış birisiniz” diyerek hukuk ve ahlak anlayışını bir güzel ortaya koyan Erdoğan’ın yandaş ve yalaka medyasında (üstelik Ergenekon iddianamesinde yer almayan iddialarla) kendisini savunamayacak durumda olan kişilere aylarca saldırılmasını, yargılanmalarını, infaz edilmelerini büyük bir keyifle izledikten sonra kendi hakkında ‘iddianamede adı geçiyor’ diye verilen bir haber karşısında ‘suçlu ile masumun birbirinden ayırt edileceği yer gazete sayfaları değil, mahkeme. Siz ne hâkimsiniz ne savcı. Hangi iddianın doğru, hangi iddianın yanlış olduğunu siz mi bileceksiniz?

“O işi mahkemelere bırakın” diye ders vermesi... İşte kendisinin ‘ahlaki değer noktası’nda aldığı nasibin miktarı! Bir de çok doğru bir laf etti RTE ve “Bu hamur daha çok su kaldırır” dedi. Bilmez miyiz; hele şu dokunulmazlığın bir kalksın!

İsteyen istediği hisseyi çıkara!

KISSADAN hisselik öyküyü Yaşar Şengel göndermiş. Biliyorsunuz, Hacı Bektaşi Veli ve Mevlana aynı çağın insanlarıdır. Adamın biri yasadışı yollardan kazandığı para ile bir inek satın alır. Bir süre sonra yaptıklarına pişman olur ve bu ineği Hacı Bektaşi Velinin dergâhına bağışlamak ister. Dergâh aynı zamanda bir aşevidir. Fakat Hacı Bektaş, “Helal değil diye ineği kabul etmez. Adam aynı öneriyi, Mevlevi dergâhına yapar ve Mevlana kabul eder. Bu durum karşısında şaşıran adam, Hacı Bektaşi Velinin bu ineği kabul etmediğini, kendisinin neden kabul ettiğini sorar. Mevlana Biz bir karga isek, Hacı Bektaşi Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden biz kabul edebiliriz, o etmeyebilir der. Adam yeniden Hacı Bektaşa gidip bu durumu anlatır ve Neden diye sorar. Hacı Bektaşi Velinin yanıtıBizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlananın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir, onun engin gönlü ise kirlenmez. İşte bu yüzden hediyenizi kabul etmedim” der. İsteyen istediği hisseyi çıkara!

Doğal

Necati Cebe: “Baş imamın trilyonları iç edip yellendiği bir ülkede, din kardeşlerinin ishal olmuşçasına altlarına kaçırıp ortalığı kirletmesi doğaldır.”

Yağmur Deniz

Devlet malı ‘deniz’...

Ama yemek için ‘fener’ şart!

Taviz

Sadi Yak: “Küçük taviz; Emin Çölaşan’ın Hürriyet gazetesinden kovulması. Büyük taviz; Aydın Doğan’ın medyadan kovulması!”

İnceleme

Lütfü Kırayoğlu: “Adalet Bakanlığı Ergenekon savcılarına inceleme başlatmış. Ergenekon savcısı RTE de inceleniyor mu!”

Fenerci

Okan Öztürk: “Ergenekon savcısı RTE’ye yakışan, Almanya’ya gidip deniz feneri davasına da savcı olmaktır!”

- Deniz Feneri neymiş?

“Klasik olanı çakar söner, ötekisi çalar dönermiş!”

Yoksul öğrenci olmak daha da zor: Ders zili mi dedin, benim karnım zil çalıyor!

Yüksek Yerilim Hattı

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nasır mıymış? 5 Şubat 2009
Gladyo 29 Ocak 2009
İse 22 Ocak 2009

Günün Köşe Yazıları