Dünyayı Şaşırtan 10 Gün

11 Eylül 2008 Perşembe

Kuzey yarımkürenin orta kuşağında eylül”, yazdan kışa doğru ilk serinliklerin ayıdır. Bu nedenle şairlere göre sadece ay değil, aynı zamanda mevsimdir...

Kim bilir nasıl geçecek olan kış aylarına, yaz güneşinden alınan enerjiyle ve yine yaz sıcaklarından kurtulmanın coşkusuyla hazırlanılan umut mevsimidir.

Dahası, kan ter içinde yetiştirilen ekinlerin de hasatmevsimidir...

Anadolu, kuzey yarımküredeki bu eşsiz mevsimi doyasıya yaşayan konumuyla uygarlıkların anası olmamış mıdır?

1 Eylül’deki emir

Mustafa Kemal Paşanın, 1922 yılındaki o efsanevi kurtuluş günlerini başlatan Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri! emrini tam da 1 Eylülde vermesi, belki de bundandı...

3 yıldan fazla süren bağımsızlık savaşının hasadını toplamanın tam zamanıydı...

Daha ilk gün, Türk birlikleri Uşaka ve Kütahyaya girmişler; 2 Eylülde de Eskişehiri geri almışlardı... Emperyalist işgalin şımartılmış Yunan ordusu her yeri yakıp yıkarak İzmire doğru kaçarken, dünya bu tarihsel kurtuluşu günbegün şaşkınlıkla izliyordu...

1922’nin Eylül ayı, Anadoludaki gelmiş geçmiş en kutsal umudun en coşkulu günleriyle yaşanmaya başlanmıştı...

4 Eylül’de Buldandaki dokuma tezgâhları bile özgürlüklerine kavuşuyor, Tire çarşısında dükkânlar yeniden açılırken Alaşehir, Bilecik, Bozüyük, Kula, Bayındır, Simav ve Sarıgöl de aynı kutlu günlerini yaşıyorlardı...

5 Eylül’de Kuvayı Milliyenin merkezlerinden Ödemişin yaşadığı kurtuluş coşkusuna aynı gün Alaşehir, Bilecik, Bozöyük, Simav, Demirci, Salihli, Nazilli, Sultanhisar, Sındırgı, Susurluk, Pazaryeri, Domaniç ve Gördes de katıldılar.

6 Eylülde Sökeyle birlikte antik komşuları Milet, Priene, Didim de bayram yaparken Akhisar, Balıkesir, Balya, Gönen, Savaştepe, İnegöl, Yenişehir ve Turgutludaki işgalciler de çareyi kaçmakta buldular...

7 Eylül’de sıra artık efelerin kenti Aydında, 800 yaşındaki çınarlarıyla Germencikte, dünya güzeli Kuşadasında, İvrindide, Torbalıda, Saruhanlıda ve Turgutludaydı...

8 Eylül’de Burhaniye, Havran, Efesin yavuklusu Selçuk, Kemalpaşa ve Manisa yeniden bizim oldular...

İzmirle birlikte Bornovanın, Menemenin ve Edremitin kurtuluşuna; yani yaklaşık 3 yıl süren ulusal bağımsızlık savaşının büyük zafer şölenine 1 gün kalmıştı...

...Ve İzmir’deyiz

9 Eylülde saat 11.00de süvarilerimiz İzmirin Konak Meydanındayken, Binbaşı Şerafettin Beyin Hükümet Konağına astığı bayrağımız, tüm Anadolunun yedi düvele karşı onur sancağı olarak dalgalanıyordu...

Ve Mustafa Kemal Paşa 10 Eylülde İzmire girdiğinde, aynı gün Orhangaziden zafer haberi geliyor, 11 Eylülde de Bursa, Gemlik, Foça ve Seferihisar alkışlanıyordu...

Dünyayı şaşırtan 10 gün”, ilerleyen her eylül gününün de diğer tüm kent ve kasabalarımızın kurtuluş bayramlarına dönüşmesini sağladı... Yaklaşık 150 bin kişilik işgal ordusunun kovalanarak ülkeden çıkarıldığı bu kısa sürede, hemen her kentteki direnişler kırılarak, çarpışa çarpışa katedilen yol 600 kmdir.

Atatürk 13 Eylül 1922de İzmirden yayımladığı resmi bildiride, ulusuna şöyle seslenmektedir: Akdeniz, ordularımızın zafer şarkıları ile dalgalanıyor... Anadolu’nun kurtuluş zaferini kutlarken sana İzmir’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selamını da sunuyorum.

Bu yıl da eylülle birlikte Dünyayı şaşırtan 10 günün Anadolu kentlerindeki yıldönümlerini kutluyoruz... Ulusal onurumuzun bu çok özel günlerini neden o büyük yürüyüşü de anarak kutlamıyoruz?

Temsili Kuvayı Milliye güçleri, her yıl 1 Eylülden itibaren 1922de kurtarılan kentleri aynı tarih sırasıyla ziyaret ederek 9 Eylülde İzmire ulaşmalı.

Eylül, Anadolunun özgürlük ayı ilan edilmeli...

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları