Çiğdem Toker

Köşk Seçimi Ne Kadar Şeffaf ve Adil?

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Cumhurbaşkanı seçimi aday listeleri kesinleşti. Listenin Resmi Gazete’de yayımlandığı 11 Temmuz (dün) itibarıyla da propaganda dönemi başladı.
Cumhurbaşkanının ilk kez halkoyuyla seçilecek olması, “kampanya” dönemini, özel bir süreç ve “kurum” haline getiriyor.
Kampanya sürecinin, tanıtım ve propaganda ile doğrudan bağlantılı önemli ayağı olan “bağış ve yardımlar”, cumhurbaşkanı adayı ile onu seçecek halk arasında kurulması beklenen güven ilişkisi açısından, başat bir rol oynuyor.

***

Bu kritik konuda biri uluslararası örgüt olan Şeffaflık Derneği; diğeri “platform” nitelikli Denge ve Denetleme Ağı (DDA) olmak üzere iki kurumun özel duyarlılık sergilediğini görüyoruz.
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin Türkiye Temsilciliği, adaylara somut iki çağrıda bulundu:
- Seçim kampanyası bağışlarını ve harcama detaylarını sadece YSK’ye değil, kamuoyuna da açıklayın.
- Sadece kendinizin değil, birinci derecede yakınlarınızın mal varlıklarını da açıklayın.

***

156 sivil toplum girişiminin bir araya gelerek oluşturduğu ve adını belirgin olarak ilk kez yeni anayasa sürecinde duyduğumuz DDA ise iki ayaklı bir çalışma üretti. Adayları, “10 Adımda Halkın Şeffaf Cumhurbaşkanı” başlığıyla yayımlanan “Rehber”e gönüllü olarak uymaya davet ediyorlar. Mal bildirimi, nakdi bağış, yardım ve harcamaları kamuoyuyla paylaşmak üzere bir internet sitesi oluşturulmasını öneren DDA, gelir ve giderlerin günlük olarak kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyor.
DDA, yanı sıra bir de önemli analiz yayımladı. Siyasetin finansmanı konusunda çalışmalarıyla tanınan Prof. Ömer Faruk Gençkaya’nın hazırladığı “Cumhurbaşkanı’nın Seçim Kampanyasının Finansmanı: Adiliyet, Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik” başlıklı analizi, “bağış ve yardım” konusunda Türk mevzuatını kapsamlı biçimde tarayarak önemli uyarılarda bulunuyor. Prof. Gençkaya, adayların kampanyaları üç kaynaktan desteklediğini anımsatıyor:
- Türk vatandaşlarının bağışları ve yardımları.
- Yasada açıkça düzenlenmemekle birlikte adayların özkaynakları.
- Radyo ve TV programları ve ücretsiz ilan yerlerinden yararlanma olanağı (dolaylı devlet desteği).
Gençkaya’nın analizinde, adayların “seçim hesabı” açtırmasının evrensel ilkelere uygun olmakla birlikte önemli eksiklikler içerdiği vurgulanıyor.
Seçim harcamalarının kayda alınmakla birlikte, “üst sınır getirilmediği” eleştirisini yönelten Gençkaya, aynı zamanda mevzuatın ayni yardımlarla ilgili hüküm de içermemesine dikkat çekiyor.
Prof. Gençkaya’nın altını çizdiği en önemli konulardan diğeri ise “denetim ve yaptırım mekanizması”.
Gelirinden fazla gideri bulunan adayın sunduğu seçim hesabına ilişkin yaptırım bulunmadığını vurgulayan Gençkaya, “Adaylık, seçim günü sona ereceğinden, gider fazlası olan bir adayın bu durumu nasıl telafi edeceğinin belirlenmesi gerekir” diyor. 6271 sayılı Kanun’un, cumhurbaşkanı seçimlerinde kampanyaların finansmanı konusunda önemli düzenlemeler getirmekle birlikte, şeffaflık ve hesap verebilirlik yönünden birçok eksiklikler ve açık noktalar içerdiğini belirten Gençkaya’nın analizinde, YSK’nin bu alandaki konumu ve rolü de sorgulanıyor.
YSK’nin, uygulamayı etkili biçimde izlemesi, gözetmesi ve yönetmesinin, “bir ilk” olacak sistem ve sürecin meşruiyeti, güvenliği ve kamuoyunda güven sağlaması yönünden önem taşıdığını vurgulayan Gençkaya, “Aksi halde seçimlerin adil, eşitlikçi ve rekabet ortamında yapılmadığı tartışmaları sürecektir” diyor.
Şeffaf ve adil bir cumhurbaşkanı seçimi hedefinde; üzerine çok fazla yük bindirilen YSK’nin, bunca “hukuk boşluğu” içinde nasıl bir sınav vereceğini göreceğiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları


En Çok Okunan Haberler