Perihan Ergun

Cumhur, Başkanını Seçecekmiş!

17 Temmuz 2014 Perşembe

Gerçekten cumhur, (halk) yasanın kendisine verdiği seçim hakkıyla başkanını özgür iradesiyle seçebiliyor mu? YSK AKP, CHP, HDP’nin sunduğu istemli üç adayının sadece kura ile seçim pusulalarındaki sıralama görevini yerine getirmiştir. Bu işleme göre AKP’den malumun ilanı niteliğiyle Recep Tayyip Erdoğan, CHP’den örgütün, hatta halkın adını bile duymadığı, Genel Başkan K. Kılıçdaroğlu’nun elinden tutup getirdiği Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu, HDP’den de Eşbaşkan Selahattin Demirtaş cumhurbaşkanı adayı oldular.

***

12 yıldır AKP iktidara geldikten kısa süre sonra tek adamlığa soyunan RTE’nin adaylığı doğal olarak hiç şaşırtıcı olmadı. HDP’den Selahattin Demirtaş’ınki de öyle.
CHP’nin adayına gelince; duyurulur duyurulmaz önce örgütte öfkeli tepki, toplumda da adayın adını ilk kez duyma şaşkınlığını yarattı. Bu işlemlerde en rahat ve memnun görünen Tayip Erdoğan oldu. İktidara geldiği günden beri her türlü maddi manevi getirilerin tadına bir türlü doyamayan Erdoğan’a Başbakanlık da az geldi. Artık gecikmiş saydığı reisicumhurluk hak ve sırasının geldiği düşüncesiyle önce ima yoluyla sonra da açıkça ortaya koydu. Bir de devletin elinde olan tüm getirileriyle Atatürk cumhuriyetçilerinin kutsalı olan Samsun’dan her zamanki gibi avazlarla yola çıkarak 12 yıldır sıraladığı vaatlerini tekrarlayacağı varsayımıyla seçim propagandasına adım attı. Bir de sanki iktidarda değilmişçesine her konuda taraflılığıyla çözüm sürecine tüm gücüyle devam edeceğini ve ettireceğini yıllardır diline doladığı başkanlık istemiyle rahatça bunları yapacağını tekrar dile getirdi. Böylece devlet başkanlığı istemini de ortaya koymuş oldu.

***

Bu durumlar ortaya konurken güney sınırımızdaki kan dökücü, kelle kesici IŞİD’le İsrail’in havadan (ki jetlere yakıtların Tayyip’in aracılığıyla sağlandığı söylentileri de var) karadan Filistin’e acımasızca, çoluk çocuğu da kapsayan yok etmelerle savaş açtığını günlerdir görmezden gelişindeki tavrı şu mubarek ramazan-ı şerif günlerinde doğrusu çok acı verici ve kınanası oluyor. Acaba hâlâ kendisine İsrail tarafından verilen takdir madalyasını mutlulukla boynunda taşıyabiliyor mu?
Bir de kan dökücü IŞİD’e gösterdiği konukseverlikle, yedirip içirmelerle, hatta sağlık kurumlarında kendi vatandaşlarımız tedavileri için aylarca sıra beklerlerken bu teröristlerin hemen bakıma alınması, Güneydoğu’daki yurttaşlarımızın öfkeli tepkilerine neden oluyor.

***

Üç adayla yola çıkılan cumhurbaşkanlığı seçiminde tanıtımlar görüldüğü gibi eşit koşullarda olmayıp hak, hukuk göz ardı edilerek sürdürülmekte. Başbakanlık imtiyazlarını tümüyle kullanan T. Erdoğan haksız rekabetini sürdürmekte. CHP ile MHP’nin çatı adayı olmasına karşın Ekmeleddin Bey, tek başına güç koşullarda tanınabilmek için halka ulaşmakta adeta çırpınıyor. Selahattin Demirtaş partisinin yıllardır sürdüregeldiği etnik yapısını öne çıkararak çevresindekilerle yola devam ediyor.

***

Halktan ve kurumlardan maddi manevi destek bekleyen, Ekmeleddin İhsanoğlu, biraz da mizah görüntüsünde centilmenliği yansıtmak amacıyla öteki iki adaya 1000 TL’lik bağışta bulunmuş. Erdoğan bağışı geri çevirirken Demirtaş sembolik bağışa teşekkür ederek Tayyip’i kastederek “Onda çok var, sen hepsini bana ver” diye gerçeği yansıtmış.
Bu seçimde görünen ve yadsınan bir konu da adayların kendilerini tanıtımlarında TRT’nin Erdoğan’a tanıdığı zamanın genişliği yanında İhsanoğlu’yla Demirtaş’a çok kısa süre vermesi oldu. Bir de bu haksızlığı AYM’ye taşıyan Demirtaş’a RTÜK Başkanvekili’nin “TRT haklıdır. O ünlü bir kişidir” demesi, devlet kurumlarındaki görevlilerin ne denli yandaş olduklarını da kanıtlamış oluyor ve buna da demokrasi(!?) denebiliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Torbadan Öcü Çıktı 18 Eylül 2014

Günün Köşe Yazıları