Savaş İçin Isınma Turları

15 Nisan 2018 Pazar

ABD’nin tüm dünya için bir tehdit, bir tehlike olduğunu biliyoruz. Pek çok ülkenin işine silahlı ya da silahsız bin türlü yöntemle karıştığını gözlerimizle gördük. Milyonlarca insanın ölümünden, yığınsal göç hareketlerinden sorumlu olduğunu da biliyoruz. ABD ordusunun Vietnam’da, Şili’de, Nikaragua’da daha pek çok ülkede yaptıklarını anlatan “vatan haini” rejisörlerin çektiği pek çok film Türkiye’de de kapalı gişe izlenmiştir.
Değişiklik yoktur, devam...

***

Irak’ta olup bitenleri izledik. Önceki gece, sorumsuzca olduğu kesin umarız sınırlıdır, Suriye’ye saldırdılar, izledik. Becerebilirlerse, ısınma turlarını tamamlayıp savaşı genişletir, paylaşımda kendi “hisselerini” artırmaya çalışırlar. Medyada ise yine hep birlikte göreceğiz, yalnızca bir azınlık gerçekleri yazacak, “embedded” gazeteciler, yazarlar ise sorgusuz sualsiz yandaşlığı elden bırakmayacaklar. Taze örnek ister misiniz? Eski Genelkurmay Başkanı “Suriye’de kimyasal silah yok” derken canlı yayını hiç utanmadan kesen Sky News, derin devletlerin çizgisi ile paralel yayın yapmayı gazetecilik diye yutturmaya çalışanların tipik örneğidir.

***

ABD’nin başındaki kişinin ise devlet konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı, “hak” ve “yetkilerini” filmlerden öğrendiği anlaşılıyor. Başkanların istediklerini yapabileceklerini, isterlerse bir emirle savaş açabileceklerini, nükleer füzelerin düğmesine diledikleri zaman basabileceklerini sanıyor bu başkan. Amerikan Devleti ya da daha somut konuşalım, yasa masa takmayan “Pentagon-Dışişleri Bakanlığı-CIAUlusal Güvenlik” karar vermeden yaprak kımıldamaz, şişkin egosu kabul etmek istemiyor; edecektir.
Öğreniyor, öğretiyorlar, öğrenecektir. Gazeteciler magazinde ona, haberde Pentagon’a bakacaklar.

***

Peki bizimkiler nereye bakar böyle zamanlarda? Aslında bizimkiler bakacakları yeri iyi bilirler de, sürekli değişen, her biri parlak dersler olarak geleceğin medreselerinde okutulacak “stratejilerden”, “taktiklerden” yorgun düştüler. Yine de bu karmaşanın içinde savaş tamtamları çalmayı başarıyorlar. İçgüdüsel olmalı, savaş denilince etekleri tutuşuyor, coştukça coşuyor, nerelerin fethedileceğini, nerelere vali, kaymakam atanacağını yazmaya başlıyorlar.
Dengeler izin vermez, Türkiye işin dışında kalırsa çok üzülecekler.

***

Savaş kışkırtıcılığı, malum medyamızın genlerinde var. Askerden, yetkili zevattan önce Şam’da namaz kılar, olmaz ise hiçbir şey olmamış gibi başa dönmeyi iyi bilirler. Uçakta hep onlar vardır. Arada bir nöbet değişiklikleri olabilir ama ana kadro hep aynıdır.
Bir de “büyük satışın” sıkıntısını birkaç gün yaşadıktan sonra rahatlayanlar var. Sırıtarak çektirdikleri ama çok şey anlatan fotoğraflarını yeni patronlarına göstermenin derdindeler.

***

“Gerektiği için” yapılmış “hataların” gerçekte hata olmadığını, gerekirse “tecrübelerini” zat-ı âlileri için konuşturabileceklerini, patronun “müsterih” olması gerektiğini daha ilk karşılaşmada, ilk yemekte anlatmışlardır. Bundan sonra da durumu idare edecek, devleti hep, her zaman kerteriz aldıklarını yeni patrona da anlatabileceklerdir. Tevatür yakında yayılacak, “büyük satışın” başarıyla sonuçlanmasında “alçakgönüllü” ama “büyük” hizmetlerinin hikâyeleri de piyasada dolaşmaya başlayacaktır.
Ama şu sırada karşılarına yeniden göze girmek için iyi bir fırsat çıkmıştır, işleri başlarından aşkındır, savaşı yazacaklar. Amerikalılarla, İngilizlerle karıştırmayın, onlar savaş haberlerinde bile sıkıcıdır. Bizimkiler her zaman, her koşulda eğlencelidir. Hep tavsiye ediyorum zaten...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları